"Amerikan halkı genel olarak askeri bir darbeyi hazmedemez. Fakat Erdoğan rejiminin demokratik olmayan yapısı göz önüne alınınca Türkiye'nin başka bir seçeneği olmayabilir." 15 Temmuz'da Huffington Post'ta yayınlanan bir analizden bir alıntı.
Yıl dönümüne geldiğimiz şu günlerde, dünya medyasının 15 Temmuz'a verdiği ilk tepkileri hatırlayalım istedim. Özellikle tekrar altını çiziyorum, ilk tepkiler. Yani çoğu haberler henüz darbeci teröristler teslim oluyorlarken, şehitlerimiz hala yerdeyken, bağımsızlığımız ve demokrasimiz henüz tehdit altındayken, seçilmiş Cumhurbaşkanı'na suikast girişimi henüz devam ediyorken yapılanlardır. Bir kısmı da darbenin hemen ertesi günü yayınlanan haberler.
Wall Street Journal'da yayınlanan bir makaleden; "Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik darbe girişimi, ülkeyi temelde 2002'den beri yöneten Erdoğan'a karşı uzun süredir artmakta olan memnuniyetsizliğin en son noktası oldu."
Kuzey Avrupa ülkeleri tam bir darbe sevicisi olmuşlar o gün. Örneğin, İsveç yayın organı Expressen şu başlıkla haberi vermiş. "Erdoğan darbeye zemin hazırladı."
Bergens Tidende adında Norveç yayın organı; "Ordu Erdoğan'dan bıkmıştı" diye başlık atmıştı.
İtalyan gazeteleri darbe aşklarını açıkça belirtmekten çekinmemişler hiç.
İtalyan yayın organı ANSA Başbakanlık sarayının açıklamasını haberleştirmiş. "Türkiye hukuka saygı göstermeli." Bir başka İtalyan yayın organı Internazionale; "Türkiye'de demokrasi başarısız olsa da öldü" manşetiyle çıkmayı tercih etmiş. Darbenin başarılı olmadığına çok üzüldüğünü gizlemeyen gazete şöyle devam etmiş. "Çok etkili bir darbe olmadı. Bu durumlarda ilk kural, düşürülmek istenen kişinin tutuklanması ya da öldürülmesidir. Darbenin fikir babaları turistik Marmaris'te tatilde olan Erdoğan'ı kolayca ele geçirebilirlerdi ama bunu yapmadılar."
Bir başka İtalyan yayın organı Il Sussidiario sitesinde şunlar yazıyordu 15 Temmuz'da. "Darbe her zaman için kötü bir şey olmuştur -bunu biliyoruz- ancak darbeden daha kötü olan şeyler var ve bu, İslamcı-köktenci mutlak gücün ilerleme kaydetmesidir.
Gelelim daha ünlülere...
Mesela Financial Times şöyle bir başlık atmış. "Baskıların artması Türkiye'nin durumunu daha da kötüleştirecek." Haberde de geçen bir cümle aynen şöyle; "Hükümet zaferini ilan etti ama bunun Türk demokrasisi için bir zafer olmakla uzaktan yakından ilgisi yok."
İngiliz The Guardian'ın ilk analizlerinden birinde şu satırlar yer alıyordu. "Ankara ve İstanbul'da stratejik noktalara personel yerleştirme ve medyada birdenbire yapılan duyuruyla birlikte Türkiye'de askeri darbe girişimi haberi, daha istikrarsız zamanları andırıyor ancak popüler olmayan bir cumhurbaşkanının yönetimi tarafından büyüsü bozulan bir ülkede ve özellikle de orduda artan huzursuzluğu yansıtıyor gibi görünüyor."
Guardian'ın başka bir köşesinden şu başlıkla analizler dökülüyordu o gün. "Türkiye'de zaten yavaş çekim bir darbe yapılıyordu ama ordu tarafından değil Erdoğan tarafından."
İsrail Hareetz gazetesi Batı başkentlerinde cevabı çoktan verilmiş o en vurucu soruyu başlık yapmıştı. "Türkiye'deki darbe girişimi... Demokratik olmayan yollarla demokrasiyi desteklemek meşru mudur?"
The Jerusalem Post ise Hareetz'den daha açık bir dil kullanıyordu. "Başarısız darbe muhtemelen Türkiye-İsrail ilişkilerini değiştirmeyecek ama Erdoğan devrilseydi Kudüs bir damla bile göz yaşı dökmezdi."
Gelelim Washington Post yazılarına ve haberlerine.
İlk haberin başlığı şöyle; "Erdoğan'ın antidemokratik hükümeti Türkiye'yi nasıl huzursuzluğa sürükledi."
Başka bir Washington Post analizinin başlığı şöyle; "Türkiye'de darbeyi önlemek daha fazla demokrasi getirmeyecek"
The New York Times'ın hepinizin bildiği o meşhur haberi. "Erdoğan'ın destekçileri birer koyun ve o ne derse onu takip ediyorlar."
İngiliz The Independent gazetesinde bir makalenin başlığı şöyle; "Türkiye'deki darbe başarısız olmuş olabilir ancak tarih başarılı olacak yeni bir darbenin çok uzakta olmayacağını gösteriyor." Makalede şu cümleler meseleyi nasıl ele aldıklarını özetliyor. "Erdoğan'ın darbe girişimine karşı iki binden fazla kişiyi tutuklatması oldukça büyük ve hatta kendisine yapılan darbeden bile büyük bir şey."
Alman Die Welt gazetesinin bir başlığı şöyle; "Türkiye krizi: Asıl darbe şimdi başlıyor"
Fox News'te yer alan bir analiz. "Türkiye'nin son umudu öldü."
Alman yayın organı Welt Am Sonntag; "Erdoğan güçlendi demokrasi zayıfladı."
BBC'de haberin başlığı "Türkiye'nin acımasız Başkanı: Erdoğan"
CNN International canlı yayında alt yazısında şöyle yazıyordu. "Binlerce kişi tutuklu, demokrasi baskı altında."
15 Temmuz günü ve sonrasında not aldıklarım bazı başlıklar bunlardı. Dünyanın bizi bağımsızlık ve demokrasi direnişimizde yalnız bıraktığı o günleri tekrar hatırlayalım istedim.