Eski Türkiye'nin eski sunucularından bir hanım, Emine Erdoğan'a mektup yazmış.
Mealen diyor ki "Cumhurbaşkanlığı uçağını neden aldınız? Bu kadar para bizim cebimizden çıkıyor." Ve bu saçma sapan mektubu eski Türkiye'nin eski gazetecileri 'ciddi ciddi' birbirlerine yollayıp duruyor. Bu dolaşımın anlamı, "Aman ne güzel de yazmış" kıvamında takdirlerini belirtmek.
Mektubu kendi aralarında döndürüp durduktan sonra "Aman biz ne kadar elitiz, ne kadar haklıyız. Bu ülke aslında bizim, siz de kimsiniz?" edasıyla ortalıkta 'eski sunucumuz' demeç patlatıp durdu.
Eski Türkiye'nin eski gazeteci ve sunucularını kimse ciddiye almıyor artık. Kendi aralarında gündem oluyorlar ancak. Bu açıdan sevindirici. Üzücü olan ise bu zihniyetin asla ve kat'a değişmeyeceğini bir kez daha anlamamız.
***
Kolay değil tabii. 90 yıllık bir müfredatın/eğitimin ardından ayrıcalıklı olduklarını kesin iman eden bir zihin yapısından vazgeçemiyorlar. Alışacaklar ama biraz daha zaman var.
Bakın CHP içindeki tartışmalara. Yeni Türkiye'ye adaptasyon çabası gösterip özeleştirileri sıralıyorlar. Bu eski sunucu gibi eski Türkiye'nin eski gazetecileri ise CHP'den daha umutsuz vaka.
Bu tipler bir kez dahi sordular mı, "28 Şubat'ta kaybolan 300 milyar dolarımız nerede? Kimlerin cebine girdi" diye. Hayır sormazlar. Ucunda "Tayyip'i devirmek" veya "AK Parti Hükümeti'ni yıkmak" yoksa 'Yolsuzlukla' niye uğraşsınlar ki?
Zaten bu yüzden de millet asla ciddiye almıyor bu türden eskileri ve eskicileri.
***
Senelerce "Şeriat gelecek", "Türkiye bölünecek" deyip Türkiye'nin milli servetini çalan adamlara tek kelime etmeyen eskiciler, milletin oyu ile seçilen Cumhurbaşkanı'nın aldığı uçağın parasını dert ediyor(!) Aslında onların derdi çok başka bunu hepimizi biliyoruz zaten.
E gözleri görmüyor tabi büyüyen ve güçlenen Türkiye'yi.
Türkiye sanayisinin, tarımının, ticaretinin, sosyal devlet anlayışının, itibarının büyüdüğünü göremiyorlar.
Bu kadar büyümeyi, eski sunucu gibi dünde kalmış kafaların görmemesi de normal diyelim artık. Yoksa işin içinden çıkamayız. He diyelim geçelim…
