Seçim süreçlerinde muhalefet partilerince milletin aşağılanmasına alıştık artık. Eskiden seçmeni aşağılarken şunları söylüyorlardı:
-"Bidon kafalı"
-"Dağdaki çobanın oyu ile benimki bir olabilir mi?"
-"Aziz Nesin haklı, halkın yüzde 60'ı aptal"
Şimdi ise daha dolaylı söylemlerle yapıyorlar bunu. Mesela CHP lideri AK Parti'ye oy verenlerin ahlaki sorgulama yapmadığını, Türkiye'de "ahlak erozyonu" olduğunu savunmuştu.
Karşısındaki gazeteci ise bu durumun "Müslüman toplum" olmamızdan kaynaklandığını, "Bireyin değil biatın önemli olduğunu" belirterek "Malzeme bu" demişti.
Muhalefetin ve Erdoğan düşmanı medyanın yaptığı diğer bir aşağılama da AK Parti seçmenlerini "Kömürcü" ve "makarnacı" diye yaftalamak.
Gazete ve televizyonlarda sosyal medyada sürekli bu türden aşağılamalar yapılıyor.
Onlara göre "makarna" ve "kömürle" oylarını satan AK Parti seçmenleri, sürü psikolojisiyle hareket eden "Koyunlar."
Fakat CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun, seçimden kısa bir süre önce Çatı Aday ismine itiraz eden partililere 'Tıpış tıpış sandığa gideceksiniz' demesini görmediler. Yani bu dile başvurulunca nerede durulacağı belli değil.
Yaz tatili dolayısıyla oy oranlarının yerel seçimlere göre düşük olması, CHP ve MHP yöneticileri için kendi seçmenlerini suçlayacakları birer bahaneye dönüştü.
Dün AK Partililer için kullanılan aşağılayıcı tamlamalar bugün de bizzat muhalefet partisi seçmeni için kullanılıyor. Halbuki AK Parti ve Erdoğan karşısında onlarca yenilgi yaşayan muhalefet liderleri seçmeni suçlayacaklarına dönüp biraz da kendilerine bakmalı.
Yani Çatı Aday Ekmel Bey değil de başkası olsaydı ya da tatilciler gelip oy atsaydı yine kazanamayacaklardı. Asıl problemin halkta değil kendilerinin siyaset tarzında olduğunu görmeliler en başta.
Defalarca kaybettikten sonra koltuklarına yapışmalarını sorgulamalılar örneğin.
Milletle iddialaşmayı bırakmalılar mesela.
Ortaya iyi, kaliteli ve dürüst bir muhalefet koymalı.
Müzmin muhaliflik yerine Yeni Türkiye'ye destek olmayı denemeliler.
Millet lehine olan iyi gelişmelerde düşmanca bir dil üretmek yerine halkın sevincine ortak olmalılar.