Düne kadar Paralel yapı ile Kemalist ulusalcıların birlikte hareket ettiği yönündeki iddiaları biraz tesadüf biraz da abartı olarak görüyordum.
Fakat dün sosyal medyada yaşadığım adeta linç girişimi ile ilk kez bu ittifaka bu kadar somut bir şekilde tanık oldum.
***
Dün sabah saatlerinde Paralel Yapılanmayla ilgili 3. Dalga operasyonun yapıldığı yönünde haber düştü ajanslara. Tam bunu takip ediyorken bu kez de 25 Aralık darbe girişimi ile ilgili takipsizlik kararı verildiği haberlerini okuduk.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın da içinde olduğu 96 kişiyle ilgili takipsizlik kararı veren Cumhuriyet Savcıları açıklamalarında; "Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nın örgüt lideri olarak gösterilmesi ve "Dönemin Başbakanı" ibaresi kullanmak suretiyle fezleke düzenlemesi, soruşturmayı hazırlayanların hukuki bir soruşturma görünümü altında Türkiye Cumhuriyeti'ni cebren ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasına kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs ettiklerini ortaya koymaktadır" diyordu
***
Yargı kararını vermiş ve kısaca 25 Aralık operasyonuna "Hukuki bir soruşturma görünümü altında Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırma teşebbüsü" yani 'DARBE' demişti.
Yargının bu tanımlaması üzerine bende sosyal medyada, " 25 Aralık Operasyonunu savunan herkes bundan böyle darbecidir" diye yazdım.
Sen misin bunu yazan? Paralel medyanın kalemşörleri de Atatürkçü ve 'objektif' geçinen bir haber televizyonunun sunucusu kibir abidesi de saldırıya geçti.
Tamam bu bir genellemeydi ama savcıların hukuki gerekçesinden başka türlü bir anlam da çıkmıyordu. Ve zaten 25 Aralık darbe sürecinden sonra yaşananlar da bunun bir darbe girişimi olduğunun net kanıtlarıydı.
***
Paralel basının yazarının salvolarıyla uğraşırken bu kez 'objektif' ve 'büyük gazeteci' olduğunu kanıtlamak için Kemalist olduğunu vurgulayan bir haber kanalı sunucusu arzı endam etti.
Saldırı demem boşuna değil zira daha sonra bu yazdığımın aleyhime delil olarak kullanılacağını, adeta beni fişlediklerini vurguluyorlardı. Demek ki darbe beklentileri bir türlü bitmiyor bu tiplerin.
Sosyal medyada kimseyle polemiğe girmemeye, kimseyi isim olarak eleştirmemeye, daha çok fikirler üzerinden hislerimi ve düşüncelerimi yazmaya gayret ederim.
Buna rağmen öyle bir saldırıya geçtiler ki Paralelciler ve Kemalist olduklarının altını çizen Ulusalcılar, işte o zaman Paralel ittifakın sadece "Çatı Aday"la bitmediğini anladım.
Paralel ve Kemalist vurgularla trolleri toplama gayretleri komikti.
Ama acı olan, kendilerinin katına çıkamayacak kadar aşağılarda olduğumuzu, kendilerinin çok büyük gazeteciler olduklarını söylemeleri idi.
Acıdım sadece. Öyle bir kibir, öyle bir üstenci dil ki adeta dermansız hastalık.
Acı çünkü maalesef "Bu halkın yüzde 60'ı aptaldır" sözüne iman etmekten hiçbir zaman vazgeçmeyeceklerinin göstergesi…