Yaşadığımız finansal terör saldırısını bahane edip fiyatlarıyla oynayan firmalara tepki büyük.. Tepki var fakat hâlâ daha bu gereksiz fiyat artışlarının ana nedeni ortaya çıkmış değil.. 'Ya hu Dede, ne sebebi olacak, adam cebini dolduruyor işte!'.. Ama değil.. Bakın dikkat buyurun.. Bugün üç/beş kuruş fazla kazanmak adına dövizle, ithal ana malla vesaireyle hiç ilgisi olmayan %100 yerli ürünlere bile fiyat bindiren firmaların derdi kısa vadeli vurgun olamaz.. Bunlar Ziya Paşa'nın dediği gibi, herkesi kör, âlemi sersem mi sanır ki!.. Bugün üç kuruş fazla kazanır fakat bu ahlâksızlığının karşılığı olarak velinimeti olan müşteri giderse yarın sırtı açık kalır.. Bunu bilmeyecek kadar acemi/tecrübesiz değiller.. Baktım tek tek, aralarında dandik firma yok.. Bu gereksiz fiyat artışlarını yapanların tümü, büyük markalar.. Bu saikle yapılmış bir tasarrufun olumlu değil olumsuz yansıyacağına dair içeriden de profesyonel şirketlerden de onlarca brifing almış olmalılar.. Öyleyse neden?.. Neden bu saçmalığı yapıyorlar?..
**
Arz edeyim.. Memleketteki döviz hareketlenmesinde eğer bir manüplasyon arıyorsak bakmamız gereken ilk yer IMF lobisidir.. 2013'ten bu yana gerçekleşen tüm finansal saldırıların ardında, zaman zaman ayrı ayrı çalışıyorlarmış gibi görünen ancak hep aynı amaca hizmet ederken suç üstü yakaladığımız faiz lobisi ve IMF lobisinin çalışmalarını görürüz.. Ortada hiç bir problem yokken, kendi dış borçlarını sanki ülkenin borcuymuş gibi sunup, 'battık, bittik mahvolduk' edebiyatıyla, tek kurtuluşun IMF anlaşması olduğunu anlatırlar.. Eğer IMF girmezse kriz olacağına halkı inandırmak gibi bir misyonları vardır.. Hatta öyle ki bu krizin hükümeti de doğrudan etkileyeceğini, düşüreceğini pazarlarlar.. Burada hükümetten destekçi ararlar.. Bir bakmışsınız hiç üzerine vazife olmadığı halde, 'IMF seçeneğini de yok saymamak lazım' diyen bir 'çok önemli kişi'nin beyanatını okuyup şaşar kalırsınız.. Çünkü bu lobi böyle çalışır.. Bugünler de IMF lobisini en sevdiği günler, bu havalar en sevdiği havalardır.. Kendi oluşturmadıysa bile üzerine oturabileceği rahat koltuktur onlar için.. Sadece bir iki sihirli dokunuşa ihtiyaç vardır IMF lobisinin tezlerini yükseltebilmesi için.. Mesela enflasyon rakamları..
**
Bugün, gereksiz yere fiyatlarını yükselten firmalardan bazılar işte bu lobiyle birlikte hareket ediyor.. Zira Ağustos enflasyonunda ortaya çıkan tablonun tahkim edilmesi için, Eylül enflasyonunun da yüksek çıkması gerekiyor.. E herkesçe malum ki, Eylül enflasyonları zaten diğer aylara oranla yüksektir.. Sepetteki ana okulu ücretinden servis ücretlerine, defter/kırtasiyeden okul çantasına kadar her şey sanki rakamlar Eylülde yüksek çıksın diye ayarlanmıştır.. Buraya, normal şartlar altında düşüşte olması gereken maddelerin de eklendiğini düşünsenize.. Taze meyve/sebzeden, kozmetiğe, mobilyadan araba yıkama ücretine, evcil hayvan aşısından bilyalı kapı kilidine kadar pek çok üründe yapılacak olan artış, kuşkusuz ki önümüzdeki ay başında açıklanacak olan rakamları doğrudan etkileyecek.. Peki bu kimin işine yarayacak dersiniz?.. Elbette, 'IMF ile masaya oturmazsak olmaz' korosunun işine yarayacak.. 3 Ekim 2018 öğle saatlerinde, bu mimli arkadaşları dinleyin bakın neler anlatacaklar!.. Yoksa 3 liralık don lastiğini 3 lira 25 kuruş yapıp da don lastiği başına 25 kuruş daha fazla kazanmak değil amaçları.. Geri çekilip, hikayenin tamamına bakmak lazım..