Adnan Oktar suç örgütü ile her gün yeni bilgiler ortaya çıkıyor.. Hem örgütün çalışma sistematiği yavaş yavaş çözülüyor.. Hem de yönettiği paraya, hedeflerine ve de kime çalıştıklarına dair yeni bilgiler ediniyoruz.. Zaman zaman isimlerini duyduğumuz çok kişinin de Adnan Oktar'ın etrafında olduğunu öğrendik bu vesileyle.. Daha evvel konuşulsa da çokça eleştirilmediği için sanıyorum bu kadar gündem olmamıştı. Zira A9 televizyonuna stüdyo söyleşisi için katılanlar bunu çok sıradan bir durum gibi görüyorlardı bir vakitler.. Hele Çırağan Sarayı'nda her yıl verilen A9 iftarında, Adnan Oktar'la resim çektirme yarışına girenleri bir görseniz, bugün nasıl bu kadar çok küfrettiklerine şaşar kalırsınız.. İnsan dün sadece elini sıkmak için sıraya girdiği bir adama bugün 'Mossad'ın köpeği' falan der mi?!.. Çok ayıp..
**
Taha Akyol Hürriyet'te iki gün sürececek bir diziye başlamış.. Dizinin konusu; "bu Adnan denen adam ne pislik bir adammış, bu örgüt ne fena bir örgütmüş"… İyi de madem o kadar kötüydü.. Madem Adnan dine bu kadar zarar veriyordu.. Madem sen görmüş-geçirmiş birisi olarak bu durumdan ziyadesiye rahatsızdın da… Ne oldu da evlâdını emanet ettin Adnan'cılara..
Bak ne diyor Mustafa Akyol; "…Lise son sınıfta tanıştım bu grupla. Sosyal çevremizde din denince akla onlar gelirdi. Dindar bir aileden gelen biri olarak ilgimi çekti, baktım hem dindar insanlar, hem modern, hem eğitimli... Katılmaya başladım toplantılarına ve bu gruba o anlamda dahil oldum. Birkaç yıl sonra da ben üniversitedeyken bir araştırma grubu kurduklarını, bu araştırma grubunun da din-bilim konularında çalışma yapacağını, katılmamın iyi olacağını söylediler. O dönemde bu konularda araştırma yaptım. Amerika'ya ilk gidişim 1998 yılıydı. Uluslararası yaratılışçılık konferansı vardı. Biz de bu konuları öğrenelim diye üç-dört kişi gitmiştik…." (20/11/2011 - Akşam) O konferanstan sonra Mustafa Akyol'un ABD macerası bitmedi… Yaşamının ondan sonrasını 'Adnan Hoca' diye aramaya çalışırsanız pek bir şey bulamazsınız.. Oysa dindar bir Hristiyan olan hukukçu Phillip E. Johnson'ın başlattığı 'Akıllı Tasarım' projesinin içinde aramanız gerekir kendisini.. Zira bugün Harun Yahya ismiyle yazılan onlarca Darwinizm karşıtı kitapların ana kaynağı orasıdır.. Adnan, akıllı tasarımcıların Türkiye'deki bir koludur.. Fakat kendi yayınlarında, ".. akıllı tasarım bizim söylediklerimizi söylüyor ama 'Allah' demiyor, yaratıcının adını anmıyor.." diyerek itiraz notu düşerler.. Bu şeklî bir durumdur aslında.. Sonuçta dünyada evrim karşıtı çalışan grupların tümü birbiriyle kontak halindedir… Neticede, ".. ben 99'dan sonra Adnan Hoca'dan ayrıldım.." diyen Mustafa Akyol, akıllı tasarımcıların Türkiye temsilcisi olarak hareketin bizzat içinde yer almaya devam etti.. Adnan Oktar ekibinin iki numarası Oktar Babuna'nın yeğeni Emre Yaşar Ertüzün, 'Yaratılış' serisi kitapları yazan ismin de Mustafa Akyol olduğunu söylemiş.. İşte ona aslında 'yazan' değil, 'buraya getiren' demek lazım.. Çünkü bu kitaplar propagandanın yapılacağı ülkenin diline çevrilip kültürüne uyarlanıyor sadece.. Hepsi aynı merkezden çıkıyor aslında.. Şimdi veryansın eden Taha Akyol, 'Harun Yahya'nın aslında kendi oğlu olduğunu bilmiyor mu yoksa sesini herkesten daha gür çıkarıp, rol mü çalmaya çalışıyor acaba?..