Türk siyaset tarihinden bir Hasan Celal Güzel geçti.. Müsteşarlık, bakanlık yahut diğer görevlerde bulunduğu vakit icraatlarıyla kuşkusuz çok konuşulmuştu ama onu tarihe altın harflerle yazan, darbelere karşı dik duruşuydu.. Her ismi geçtiğinde hatırlanan 'Tank Hasan' işte o günlerin bir hatırasıdır.. Belki doğrusu 'tanksavar Hasan' olmalıydı. Ama öyle yerleşti.. Neden? Arz edeyim.. Özellikle 28 Şubat sert bir iklimdi.. Yerleşik düzen, İstanbul sermayesi, sivil-asker bürokrasi, batı dünyası hemen herkes aynı blokta yer almıştı.. Daha dün dönüp de bakmadıkları başörtüsünü bir gün içinde 'sorun' gibi gören öğretim üyeleri, 'benim için Atatürk ilke ve devrimleri Hipokrat yemininden önce gelir' diyen doktorlar, sokaklarda sarıklı-cübbeli avına çıkan polisler.. İnanılmaz bir manzara anlayacağınız.. İşte bu tahkim edilmiş darbe döneminde bir yiğit çıktı ortaya ve 'artık darbe-marbe yok' dedi.. Vaktin kudretli generali Çevik Bir, sürecin sonuna kadar, Hasan Celal Güzel'in peşini bırakmadı..
**
Çevik Bir'in Güzel hakkındaki ilk şikâyeti, 13 Mart 1997 tarihli.. 28 Şubat'ın üzerinden daha iki hafta geçmişti.. Güzel 28 Şubat kararları için, 'namert muhtıra' demiş, Çevik Bir bu sözü yargıya taşımıştı.. Adalet Bakanlığı'na gönderdiği yazıda Güzel'in "... MGK kararları namert bir muhtıra... Türkiye'yi cunta yönetiyor" sözleri için işlem yapılmasını ve sonuçlarının Genelkurmay'a bildirilmesini emrediyordu.. Bundan bir kaç ay sonra ikinci emir geldi BÇG'den.. 13 Mayıs 1997'de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunuldu.. Zira Hasan Celal Güzel, Cuntanın başı İsmail Hakkı Karadayı için "Şapka Kanunu'na riayet etmemektedir" demişti.. Çevik Bir için ise "Çevikistan laik cumhuriyeti anayasası" ifadesini kullanmıştı.. Vaktin Başbakan'ı Erbakan'a sinkaflı küfreden Erzurum Bölge Komutanı Tuğgegeral Osman Özbek için; "Bu general bozuntusunun, ordu ile ilişkisi derhal kesilmelidir.." haklı tespitinde bulunmuş bu yüzden; ".. Cumhuriyet'in manevi şahsiyetini alenen tahkir ve tezyif.." ten hakkında işlem yapılması istenmişti..
".. Toptan tanktan, cartan curttan korkmayın.." diyerek halkı darbeye karşı direnmeye çağırdığı için ayrı, "..Hadi artık ülkeyi yönetmeye kalkan cuntacıya haddini bildirin.." sözleri için ayrı suç duyurusunda bulunmuştu generaller.. Ama ona 'Tank Hasan' sıfatını kazandıran sözü ise 1998 tarihlidir.. "İsmail Hakkı Karadayı veya başkaları halkın üzerine kendilerine emanet edilen silahları çevirmek isterlerse tankların üzerine çıkarım…" demiş, bu sözüyle tarihe geçmiştir.. Çevik Bir 'tankın üstüne çıkarım' diyen Güzel hakkında Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'na talimat vermiş, yargılanmasını istemiştir.. 11 Ağustos 1998 tarihli suç duyurusunda ise Güzel, ".. TSK içinde hiçbir kanuni mesnedi olmadan, illegal şekilde yapılanan BÇG'nin fişleme ve ihbar sisteminin bir sonucu olarak ortaya çıkıyor…" dediği için Askerî, resmi bir heyet olan BÇG'nin şeref, haysiyet ve vakarına tecavüz ve hakaretten yargılanıyordu.
**
Hapis cezaları arka arkaya geliyordu. Kimi basın yoluyla işlenen suçlardan kimi halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten kimi manevi şahsiyeti alenen tahkir ve tezyiften.. Aldığı cezaları kendisi bile sayamaz hale gelmişti.. Ayaş cezaevinden çıktığı gün, onu karşılamaya gelenler arasında Muhsin Yazıcıoğlu da vardı, Recep Tayyip Erdoğan da.. Ayaş Belediyesi önünde durdu ve şöyle dedi.. "..Kendi haklarını savunan kişileri savunmaktan korkan aciz milletime 'korkmuyorum, bana bir şey yapamazlar' dedim. Zorbalar 'sana bir şey yaparız' dediler. Hukuku kullanarak hapse attılar. Yapabildiler mi? Aslan gibiyim Elhamd-ülillah.." Son nefesine kadar aslanlar gibi mücadelesini sürdürdü.. Benim yayınıma bir gün elinin üzerinde anjiokatla geldiğinde 'bu ne hâl?' demiştim de, 'hastaneden kaçtım da geldim, hizmettir bu millete' diye yanıt vermişti.. Güzel adamdı vesselam..