Amerikalı sözcü bütün Türkiye'ye görev verdi; "bir daha okuyun o ateşkes kararını" dedi.. Bir daha okuduğumuzda, artık o karar uyarınca PKK/YPG/PYD'lilere ateş etmememiz gerektiğini biz de görecek ve Afrin'den çekilecekmişiz.. Amerikalı küstah sözcü, adamlarını tek tek indirdiğimiz için üzgün elbette.. Ve yaşadığı travma nedeniyle ağzından çıkanı da kulağı duymuyor..
**
Adım adım gidelim dilerseniz.. Anlamazlarsa eğer yeniden okumalarını tavsiye ederiz Amerikalılara.. Zeytin Dalı Harekatı başladığı günden bu yana, TSK basın açıklamalarında şöyle bir cümle kullanıyor; "…. Harekat, ülkemizin uluslararası hukuktan kaynaklanan hakları, BMGK'nin terörle mücadeleye yönelik özellikle 1624 (2005), 2170 (2014) ve 2178 (2014) sayılı kararları ve BM sözleşmesinin 51'inci maddesinde yer alan Meşru Müdafaa Hakkı çerçevesinde, Suriye'nin toprak bütünlüğüne saygılı olarak icra edilmektedir... YPG, PKK, KCK ve DEAŞ terör unsurlarının temizlenmesine dönük olarak sürdürülmektedir.." Bu hatırlatmayı asker, harekatın ilk gününden beri yapıyor.. İyi ama ne demek bu?.. Bahse konu maddeler ya da uluslararası hukukun bize tanıdığı meşruiyet zemini nedir?. Gelin ona bakalım birlikte.
**
Birleşmiş Milletler sözleşmesinin 51. Maddesi, BM üyelerinden herhangi birinin silahlı saldırıya uğraması halinde, BM Güvenlik Konseyi uluslararası barış ve güvenliğin korunması için gerekli önlemleri alıncaya dek ilgili ülkeye meşru müdafaa hakkı tanıyor… Bu saldırı, bize ait olmayan topraklardan yaklaşık 40 yıldır devam ediyor.. Suriye'den, Irak'tan ve İran'dan.. Bir BM üyesi olarak sınır dışından gelen bu saldırıların hedefi olan Türkiye için BM'nin doğrudan devreye girmesi beklenirken dahası bize 'Suriye iç savaşını durduran' ateşkes metnini gösterip, "bu ateşkes sizi de bağlar" diyen Amerika'ya hatırlatmak gerekir.. Bahse konu atıflarda yer alan, 'BM Güvenlik Konseyi'nin 2005 yılındaki 1624 sayılı kararı' ise üye devletlere hem sınırları içinde hem de sınırları dışında terörist eylemleri önleme yetkisi tanıyor.. Güvenlik Konseyi'nin Ağustos 2014'teki 2170 sayılı kararında ise terörizmin her türünün uluslararası barış ve güvenliğe yönelik en önemli tehdidi oluşturduğu vurgulanıyor. Güvenlik Konseyi'nin Eylül 2014 tarihli 2178 sayılı kararında ise terörün yayılmasına neden olan koşulların üzerine gidilmesi, teröre karşı koymak için uluslararası hukuk kapsamında önlem alınması ve yabancı savaşçılarla mücadelenin çerçevesini çiziyor.
**
Şimdi başka başka nedenlerle "ben ateşkes ilan ediyorum" diyerek güç gösterisi yapan ABD, bu kadar açık bir uluslararası meşruiyete rağmen, hangi hakla "Türk askeri de PKK'lı vurmayı bıraksın" diyebiliyor anlamıyorum.. Daha da ötesini söyleyeyim.. ABD ne zamandan beri uluslararası sözleşmeler, anlaşmalar dairesinden bakıyormuş bölgeye merak ettim.. Afganistan'a, Irak'a girerken hangi metni okumuş acaba defalarca?..