Amerika Suriye'de çok kirli bir operasyonun tam da kalbinde..
Öyle derine kadar indi ki, artık bu cendereden çıkması da imkansız gibi görünüyor..
PKK'ya açık açık göstere göstere silah ve mühimmat verdi..
O silahları doğru yerde kullanabilmelerini sağlamak adına orada hâlâ daha Amerikalı komutanlar iş başında.. Hani deseler ki 'biz verdik silahları, aldık başımıza bir bela, toplayamıyoruz da şimdi, cehenneme döndü ortalık' anlayacağız.. Ama öyle değil.. Daha geçen hafta Amerikalılar silahların hangi şartlarda nerelerde kullanılacağına dönük olarak kontrolün kendilerinde olduğunu açıkladılar.. Dolayısıyla Zeytin Dalı Harekatında PKK'nın döktüğü her damla kan, ABD'nin eline bulaşmış demektir.. Bu saatten sonra, ".. Ben o silahları SDG'ye vermiştim, onlar DEAŞ'a karşı kullanılacaktı, Rakka harekatından sonra toplayacaktık…" gibi bahanelerin hiç bir hükmünün kalmadığı açıkça görülüyor.. Artık cephede Türk askerinin karşısında Amerikan Bayrağı adına ateş eden teröristler var.. Tankımızı havaya uçuran, vatan evlatlarını şehit eden bir ABD ile karşı karşıyayız.. Ve kısa vadede bu tablonun değişmeyeceği açıkça görülüyor.. Şimdi bazıları, ".. daha tankımızı vuran silahın menşei netleşmedi.." deyip, Rusya'yı hedef gösteren açıklamalarla algı operasyonu yapıyorlar.. Bakın size bir hikayeyi hatırlatayım.. Amerika, Nikaragua'da, Sandinistlere karşı gerilla savaşı yürüten ayrılıkçıları desteklemek için bir zincir kurmuştu.. Hem İran'ın rehin aldığı 3 Amerikalı'yı kurtarmak, hem Nikaragua'da darbe yapmak, hem de gücünü tahkim etmek üzere İran'a silah satıp aldığı parayı Contra'ya aktarmıştı.. Bu zinciri yürüten Albay Oliver North.. İran-Irak savaşının en sert döneminde yaptığı bu alış-verişte İran'a Amerikan silahlarını mı sattı zannediyorsunuz?.. Elbette İran'a Rus silahları gitmişti.. Bu taktiğe bu tür operasyonlarda sıkça başvurulur.. Dolayısıyla tankımızı vuran silah Rus yapımı bile çıksa bu, PKK'nın Türk askerine karşı açıkça ABD tarafından silahlandırıldığı gerçeğini örtmez.. Zeytin Dalı Harekatının başından beri de durduğu pozisyondan bir adım geri atmamış olan ABD, bütün silahlarını tek tek toplamadan bu işten paçayı sıyıramaz..
**
Tablo bu kadar net ve belirginken Hürriyet çıkıp, ABD'yi aklamak adına sanki Türk askerinin karşısına çıkan, Afrin dağlarına gömdüğümüz PKK'lılar Amerikanın askeri değilmiş gibi yayın yapıyor.. Bülbül'de, Şengal'de, Zehran'da, Kurni dağlarında, Heftar, Ursa, Edamanli, Ali Bekki, Süleyman Halil, Sati Şaği ve Alkana köyleri, Şeyh Hadid, Şeyh Huruz'da..
Burseya Dağlarında, Kastel Cündo'da Mehmetçiğin karşısına çıkan PKK'lılar sanki ABD kontrolünde değilmiş gibi.. ".. Bizden değildir.." diyor Hürriyet… Ya hu kimsiniz siz?.. "Biz" diye bahsettiğiniz kim?.. ABD'yi aklamak Hürriyet'e mi düştü?.. Kimin adına yayın yapıyor bu adamlar?.. Kimin sözünü, sesini yükseltiyor?.. Afrin'de 1000 PKK'lıyı gübre yapıp toprağa karıştırmasaydı Türk Askeri, Hürriyet yine çıkıp, ".. Afrin'e Giden Bizden Değildir.." diye yazacak mıydı?.. Kim sizdendir, onu da bilelim bu arada.. Münbiç'e giden sizden midir mesela.. Zira bir kaç güne kalmaz Münbiç de dümdüz edilecek.. Bilgisi olsun meraklısının.. Başkomutan hedefi koydu; ".. Irak sınırına kadar olan tüm hat.." dedi.. Bu hat boyunca, kim 'sizden', kim sizden değil, buna biraz bakın derim.. Vakit geç olmadan..
