Erke Dönergeci vardı bir aralar..
Kasım 2006'da vaktin generalleri çıkıp anlatmışlardı..
"...çevreye zarar vermeyen, istenilen güç ve sürati sağlayabilen, doğrudan hareketin elde edilebildiği, yakıt gerektirmeyen bir kuvvet makinesi..." diyordu sunumu yapanlar.. Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, Emekli Orgeneral Necati Özgen, Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, Emekli Orgeneral Fikret Boztepe, Emekli Korgeneral Köksal Karabay ve eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş..
**
'2007'de herşey bitecek' diyorlardı.. Artık dışarıdan enerji girdisine ihtiyaç olmadan motoru döndüreceklerini söylüyorlardı.. Kendi kendimize yeteceğimiz yeni bir dönemin başlayacağını müjdeliyorlardı.. 'Nasıl olacak bu?' diyenleri, 'az sabredin göreceksiniz' diyerek susturuyorlardı.. Motoru döndürdüler döndürmesine de galiba durdurmayı başaramadıklarından başlamadan çöktü proje.. Vay canına.. Ne günlerdi ama..
**
27 Nisan E-Muhtırasına giden süreçte döşenen taşlar arasında herhalde en komik olanı buydu. Con Ahmet'in makinesi gibi bir alet üzerinden metafor yaparak, hükümete istikamet çizmeye çalışmak.. Şimdi Fethullah Gülen'in televizyon konuşmalarındaki şifrelerle ilgili haberleri gördükçe hep o Erke dönergeci gelir aklıma.. Ciddi ciddi bu işler bir dönem böyle mi yapılıyordu sahiden?.. Yani, '2007 çok önemli bir yıl olacak' dediklerinde, Abdullah Gül'ü cumhurbaşkanı seçtirmeyecekleri, 'sözde değil özde laik' bir ismin Çankaya'ya çıkması gerektiğini ilan edecekleri, geceyarısı bildirisiyle hükümete muhtıra verecekleri, olmadı kapatma davasıyla iktidar partisini antidemokratik yollarla düşüreceklerini mi işaret ediyorlardı?.. Ya da 'daha detaylarını açıklayamayız' dediklerinde bir A, B ve C planları olduğunu, şatlara göre karar verip duruma göre uygulamaya koyacaklarını mı anlamamız lazım?.. Ya hu ne enteresan günlerdi.. Başörtüsü üstüne peruk takmazsa eğer First Lady, Con Ahmet'in makinesiyle darbe yapacaklardı.. Şimdi anlatsan inanmazlar..
