Pek çok Afrika ülkesine olduğu gibi, Tanzanya ve Mozambik'e de, FETÖ'nün çok önceleri yatırım yaptığı anlaşılıyor.. Öyle ki Tanzanya ve Mozambik'te iş yapan Türk ailelerinin yüzde 80'i bizzat bu örgüt ile iltisaklı.. Dahası hükümet içinde de bürokrasi içinde de örgüt yetiştirmesi adamlar oldukça etkin.. Bu nedenle bugünden yarına netice almak mümkün değil. Ama kuşkusuz ince ince dokunarak yol kat edilebilir..
**
Cumhurbaşkanı'nın ziyareti sırasında, bu okulların hangi amaçlarla kurulduğu, kimler tarafından yönetildiği gibi konular muhataplarına anlatıldı.. Ama kapatılması yahut devredilmesi gibi hususlarda, karşı taraftan hiç bir olumlu adım atılmadığını söylememiz lazım.. Hatta okulların durumunun konuşulacağı bilindiği halde ve programda olmasına rağmen Tanzanya milli eğitim bakanı, ortalıklarda görünmedi bile.. Temaslara milli eğitim bakanı adına, vekalet verdiği bir isim katıldı.. ama kuşkusuz ki o da sadece dinlemekle yetindi.. Tanginika ve Zanzibar'da toplam 16 FETÖ okulu faaliyetini sürdürüyor.. Peki ama nasıl? Çünkü örgüt burada bir ağ oluşturmuş.. Bu ağa da nüfuzlu insanları dahil etmiş.. Siyasetçi, bürokrat, tesirli işadamı gibi.. Kimi, okulların kazancından ciddi paylar elde ediyor... Kimi ise çocuklarını vermiş bu ihanet şebekesinin eline.. Bu zincirin kırılmasının zaman alacağı ortada elbette.. Ama imkansız değil.. Fakat bunun için işadamıyla, diplomatıyla birlikte elele çalışmak gerekecek.. Oysa Tanzanya'daki büyükelçimiz Sayın Yasemin Eralp, sahiden kuvvetli biçimde bu yapıyla savaşıyor mu, bilemiyorum.. Misal biz Tanzanya'ya gitmeden önce AA'ya verdiği bir mülakatta, FETÖ'nün Türkiye için ne anlama geldiğinin Tanzanya hükümetince de bilindiğini ve bu suretle FETÖ okullarının hızla devredildiğini anlatmış.. Orada yaptığım araştırmada bunun böyle olmadığını, hiç bir FETÖ okulu konusunda Tanzanya hükümetinin herhangi bir şey yapmadığını gördüm.. Sayın Büyükelçi'de bir bilgi eksiği mi vardı yoksa başka bir şey mi, bilemiyorum..
**
Mozambik'te ise daha vahim bir tablo ile karşı karşıyayız.. Fetö'nün üst düzey yöneticilerinin önemli bir bölümünün burada saklandığı Türk istihbaratı tarafından biliniyordu.. Bu bilgi kuşkusuz Mozambik tarafıyla da paylaşıldı.. Ne kadar sonuca ulaşılabileceğini zaman içinde göreceğiz.. Mozambik'te ciddi bir sıkıntı daha var.. Örnegin Cumhurbaşkanımızın ziyareti sırasında, baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ana gündemi hep Fetö ile mücadele iken muhatapları, konuyu getirip getirip "küresel terörizm" başlığı içinde genelleştirmeye çalıştı.. Bu kasıtlı yön değiştirmeye her ortamda Türk tarafından ciddi tepkiler geldi.. Enerji Bakanı Berat Albayrak, kapalı kapılar ardında, muhataplarına, ".. ne yapmaya çalıştığınızın farkındayız, lütfen konuyu değiştirmeyin.. Konumuz FETÖ'nün ülkenizde himaye edilmesi.." diyerek sert çıktığı yansıdı kulislere.. Safa yatar gibi, ".. Aaa sahiden de bizim burada da var mı, biz hemen tetkik ettireceğiz.." gibi sözlere Türk delegasyonu beklemedikleri ciddiyet ve sertlikle yanıt verince tablo biraz daha değişti.. Kabinede bizzat FETÖ'cü bir bakanın varlığı ise çalışmayı güçleştiriyor.. Savunma bakanının doğrudan bu örgütün bir üyesi olduğu biliniyor.. Bu şartlarda o bakanlığın kapsamına giren konularda (savunma-sanayi işbirliği gibi) nasıl hareket edebilirsiniz ki?..