Siyaset, kendi doğası gereği, ihaneti de, sadakati de,
yeri geldiğinde tasfiyeyi de içinde barındıran bir alan..
Dolayısıyla ben bazen yol ayrılıkları neticesinde kızan seçmenlere,
yahut ciddi hayal kırıklıkları yaşayan politikacılara şaşırıyorum..
Diyor ya bir Türk büyüğü;
"insan bazen hayret ediyor" diye..
Aynen de öyle hayret ediyorum..
**
Bülent Arınç, Aydın Doğan medyasına çıktı ve hakkı hakikatı söyleyen herkese ateş etti..
Millet iradesini savunmak ve aralarında kendisinin de olduğu seçilmişlerin hakkını gözetmek dışında hiç bir suçu olmayan arkadaşlarımıza çirkin ithamlarda bulundu..
'Trolliçe' falan gibi edep sınırlarını zorlayan sözlerle kastettiği hanımefendiler zor vakitte kendisini savunurken, o kanalda 'Arınç'a Suikast İddiası' istihza konusu ediliyordu..
'onu at, bunu kov, afferim' falan gibi sözlerle karikatürize ettiği yazarlar,
kendisi saklanırken, hareketinin lideri için göğsünü siper etmişti oysa..
Vefa, bu adamların memleketinde, semt bile değil..
**
Gelin 'Yeni başlayanlar için' kısa bir 'Arınç Turu' yapalım sizinle..
Demokratikleşme hamlesinin mimarı Cumhurbaşkanımız,
sürece zarar vereceği saikiyle, gözlem heyeti ve Dolmabahçe'de PKK'nın yaymaya çalıştığı algı üzerine tepki gösterdiğinde, hükümet sözcüsü sıfatıyla Cumhurbaşkanımızı açığa düşürmeyi hedefleyen bir çıkış yapmıştı..
Düpedüz Erdoğan'ı 'yalan söylemek'le suçlamıştı..
Bazı köşe yazıları, bu durum karşısında, bir iki küçük eleştiri yaptığı anda,
görünmez bir el devreye girmiş ve "fitne olur yapmayın" demişti..
En "Reisçi" ler bile, "yapma Reis Allah aşkına" diyerek, en kolay eleştirilebilecek kişi olan,
kimsenin eleştirmeyi 'fitne' saymadığı Cumhurbaşkanı'na yöneltmişti oklarını..
Arınç'a laf söyleyen, hükümet ile Erdoğan'ın arasını açmaya çalışan fitneci oluyordu..
Faşist Gezi Kalkışmasında, kalkışmanın bileşenlerinden,
Hem de Erdoğan adına, mütareke bildirisi gibi talepnameyi kabul eden Arınç'ı kimse eleştiremedi..
17/25 Aralık Darbe girişiminde, dava arkadaşları 'istiklâl mücadelesi veriyoruz' derken susmayı tercih etti, yine kimse eleştirmedi..
Deniz Feneri üzerinden yolsuzluk suçlamaları yapılıp, bir yerlerde Ak Parti ile ilişki kurulmaya çalışılırken kafa karıştıran açıklamalar yaptı, yine kimse eleştirmedi,
Melih Gökçek'e 'parsel parsel' suçlaması yaparken, TRT'yi dilim dilim paralelin emrine verdiği ortaya çıktı, yine kimse eleştirmedi..
**
Arkadaşlar artık eleştirebilirsiniz herhalde..
Tamamen siyaseten tasfiye olmuş, hiç bir karşılığı kalmamış bir emekli bakan..
Bari şimdi bir iki söz söyleyin..
'Yarın-Bir gün bir hareket başlatırsa uzak kalmayalım' diye hesap yapan varsa, bu tipleri de bugünler de görmüş olacağız işte..
**
Değerli dostlar, kendisine yeniden alan açmaya çalışan Arınç, şimdi yeniden ortaya çıkıyor..
Siyaseti bıraktım' diyor.. Ve peşine bir ama ekliyor hep..
'Ama TBMM'de bir ofis edindim orada çalışıyorum..'
'Ama bir de dışarıda bir ofis kiraladım, orada da çalışıyorum.'
'Ama cübbemi giyip Fetöcüleri savunmak için avukatlığa geri dönebilirim'
Daha korkunç ifşaatlarda bulunuyor..
Mesela, MİT'in çok gizli bilgilerini kamuoyuyla paylaşıyor..
Yeni çözüm süreci vaad ediyor..
'Süreci Başbakan yürütmelidir, sorumsuz bir kişi değil' diyerek doğrudan kavga çıkarmaya çalışıyor..
Cumhurbaşkanı'nın 'elbette hesabını verecekler' dediği
MİT Tırları ihanetinin medya propaganda ayağına
'sütten çıkmış ak kaşık' güzellemeleri yapıp bir de davaya bakacak olan hakime tavsiyelerde bulunuyor..
Bari şimdi çıkın ve bir iki kelime laf söyleyin..
Korkmayın artık fitne çıkmaz..
Kalın sağlıcakla
