Bir dakika bir dakika..
Bay Ertuğrul Özkök..
Sevgili Pop Sosyolog..
Herşeyi en iyi bilen adam..
Şimdi yanıldığını söyleyerek kendini mi temize çıkaraya çalışıyorsun yoksa düştüğün bataklıktan kurtulmanın yollarını mı arıyorsun?..
**
Gelin Ertuğrul Özkök'ün son numarasına bir bakalım..
Selahattin Demirtaş'a 'Selo' diye seslenerek,
'benim' diyen 'yandaş'ı kıskandıracak bir çıkış yapmış
pop-sosyolog..
Daha Ahmet Hakan'ın sazlı-sözlü yayınlarına 'nefis' diye methiyeler düzeli çok olmadı halbuki..
Bir insan bir senede yanılır, 10 senede yanılır..
'umut' olarak gördüğü bir adamı 3 ayda 'hain' ilan eder mi biri ya?..
**
'PKK sizi tükürüğüyle boğar' dendiğinde sorun yok..
'O kaleşnikofları size çevirmesini biliriz' dendiğinde de sorun yok..
PKK'ya giden silahlar yakalandığında ya da terörist cenazesinde intikam yeminleri edildiğinde mesele değil..
Ama Kuzey Suriye ile ilgili ve de sanıyorum bin defa söylediği bir sözü tekrar edince 'Selo' diye seslenip, 'hain' demek, biraz ucuz numara olmuş..
Demirtaş bile eminim yazıya bakınca şaşkınlıktan dili tutulmuştur..
Ben Selo olsam 'hoppala' derdim..
Hani Ersoy Dede yazsa tamam da, Özkök'e ne oluyor?..
**
Ben söyleyeyim Özkök'e ne olduğunu..
Böyle böyle kendi toplumuyla tanışıyor..
Bizim çay içtiğimizi, türkü söylediğimizi, başörtü taktığımızı, namaz vakitlerinde panik halde namaz kılacak temiz bir yer aradığımızı, eve ayakkabıyla değil de terlikle girdiğimizi, Kurban kestiğimizi, vatanımızı milletimizi sevdiğimizi falan öğreniyor..
Kabul etmek lazım ki biraz yavaş öğreniyor..
Ama o kadar da olur..
Aydın Doğan eğer medya geçmişine eleştirel bir gözle bir daha baksa, göreceği en büyük hatanın Ertuğrul Özkök'ü tasfiye etmemek olduğunu farkedecektir..
Başına ne geldiyse bu kendi toplumuna, değerlerine, kültürüne uzak adamlardan geldi..
Kendi çıkıp 'Ben Milliyim' dedikçe, yöneticileri onun bu sözünü boşa çıkaracak bir şey yapmayı mutlaka başardılar..
Ertuğrul Özkök de öyle..
Sonunda gelmiş-geçmiş en vahşi terör örgütlerinden biri olan PKK'nın, kimseye bir faydası olmayacağını görmüş durumda.. PKK'nın siyasi kolu olan bir hareketten, şiddeti -yol bile değil- adeta amaç olarak gören bir yapıdan, geniş kitlelerin sempatisini kazanacak bir Tsipras çıkmayacağını farketti..
**
Değerli dostlar.. Bu Ertuğrul Özkök denen Francophonie sosyolog, her fırsatta kendisini 'çok gazete satmak' gibi garip bir rating mekanizmayla anlatıyor ya.. Herkese, 'siz tanımıyorsunuz bu toplumu, tanısanız gazeteleriniz benimkilerden çok satardı' gibi akıllar verirken, içinde bulunduğu topluma ne kadar yabancı olduğunu da böyle işler vesilesiyle faş ediyor..
Zaten satmakta olan Hürriyet Gazetesi'nin olağan satışını kendine mâl etmesini anladık diyelim..
Peki sadece onun dönemine bakalım. Bütün Hürriyet tarihine değil..
Ahmet Kaya'dan tut da Hrant Dink'e, Orhan Pamuk'tan Atilla Yayla'ya, başörtüsü meselesinden 'Testis Raporu' - 'Tesettür Faciası' haberlerine kadar okulda namaz AVM'de namaz türü haberlere kadar öyle çok sabıkası var ki Özkök'ün.. Ama sorsan herşeyi en iyi bilen adam kendisi..
Bakın size birşey söyleyeyim..
Ertuğrul'a sorun;
kendi yaptığı müzik albümleri kaç satmış?
Köşesinde reklamını yaptığı şaraplar kime ulaşıyor?
Okunmasını tavsiye ettiği kitaplar kaç baskı yapıyor?
Biz birşey söylüyorsak biliyoruz da söylüyoruz..
Neyse sen deneyip deneyip yanılıyorsun ya Ertuğrul..
Gene dene gene yanıl..
Daha iyi yanıl..
Kalın sağlıcakla