Hem Türkiye'de, hem de dünyada dinin giderek daha fazla siyasette ve kişisel çıkarlarda kullanıldığına şahit oluyoruz.
Örnekleri Türkiye'den verelim... 14 Aralık'ta; operasyona destek olan da "Allah" diye söze başlıyor, operasyona maruz kalan da... Herkes birbirini öbür dünyayla korkutarak, davranışından vazgeçirmeye çalışıyor.
Futbolcular da farklı değil... Galip gelen Allah'ın kendilerine yardım ettiğini söylüyor. Halbuki maça başlarken iki tarafın oyuncuları da "göstere göstere" dua etmiş miydi?
Peki, nasıl oldu da bir takım galip geldi, diğeri yenildi? Yenilenin duası kabul olmadıysa, niye olmadı? İyi ama bir önceki maçı kazanmışlardı! İnancın gücü haftadan haftaya değişiyor mu? Bunun bir barometresi var mı?
Magazin âlemi durur mu? Onlar da inançlı olduklarını keşfettiler son zamanlarda...
Eskiden "darbukacı" denilen, perküsyon ustası Burhan Öcal'ın cüzdanında bereket duaları olduğunu öğrendik. Bu sayede hiç parasız kalmıyormuş. Öyle diyor... (Beynindeki ve parmaklarındaki o muazzam yeteneği kaybederse acaba nasıl para kazanacak?)
Döneme göre kılık değiştirmekle kalmayıp kimlik de değiştiren (bir ara Hıristiyan olmuştu) manken Tuğçe Kazaz, namaz sayesinde boyun ağrılarından kurtulduğunu söyleyip stüdyoda uygulamalı olarak göstermiş.
Benim bildiğim inançlı bir Müslüman, İslam'ın şartlarından birini yerine getirmek için namaz kılar. Sürekli boyun ağrın varsa büyük ihtimalle boyun fıtığıdır. Doktora gidersin egzersizler verir. Yapıp rahatlarsın.
Zayıflamak için veya "fitness" niyetine namaz kılınır mı yahu? Günün birinde, boyun ağrılarına iyi gelmemeye başladığında namaz kılmayı bırakacak mısın?
Bu dünya bana göre değil.