Yeni kabine açıklandı. Hayırlı olsun. Başbakan Davutoğlu ile eski ve yeni bakanlar inşallah başarılı olur. Çünkü onların başarısı, neticede bizim daha rahat, daha huzurlu bir yaşam sürmemizi sağlayacaktır.
Herkes bakanlara kendi perspektifinden bakar. Mesela kimisinin çözülmesi gereken bir sorunu vardır. Dayıoğlunun kayınçosunun eniştesi bakan olduğunda göbek atar. Çünkü işi hallolacaktır.
(Askerdeyken aynen oldu. Haberleri izliyorduk. Hemşerileri bakan yapılan Karadenizli onbaşı ve erler ortaya fırlayıp göbek atmaya başladı.) Bense olaya Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Davutoğlu arasındaki ilişki açısından bakıyorum. Çünkü bu ilişki, normal şartlarda Haziran 2015'te yapılacak olan genel seçimlere kadar siyasetin baskın rengini oluşturacak.
Karşımızda esas olarak bir Tayyip Erdoğan kabinesi var. Bir kere bakanların çoğu onun döneminde de görevdeydi.
Yeni bakanlara baktığımızda ise... Yalçın Akdoğan, Numan Kurtulmuş ve Nurettin Canikli doğrudan Erdoğan bağlantılı isimler.
Başbakan Yardımcısı olan Yalçın Akdoğan, Erdoğan'ın başdanışmanı ve gazetelerde yazdığı yazılarla bir önceki hükümetin gayriresmi sözcüsü gibiydi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ise Milli Görüş kökenli. HAS Parti'nin başkanıydı. Daha sonra Erdoğan onu AK Parti'ye aldı. Hatta tahmin yapanlar, "Erdoğan, Köşk'e çıktığında Başbakan Numan Bey olur" bile diyorlardı.
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'na getirilen Nurettin Canikli de Erdoğan'a yakın, üç dönemdir milletvekilliği yapan bir isim. Parti'nin kurucu üyelerinden... Ayrıca Grup Başkanvekili idi...
Dışişleri Bakanlığı'na kaydırılan Mevlüt Çavuşoğlu zaten Erdoğan Hükümetinin Avrupa Birliği Bakanıydı.
Onun yerine AB Bakanı olan Volkan Bozkır, evet Dışişleri kökenlidir ama Özal'dan sonraki esas bağlantısı Erdoğan'dır.
Özetle bu kabinedeki hiçbir Bakan için, "Başbakan Davutoğlu'nun tercihi olarak o göreve geldi" diyemem. Belki bir- iki isme veto koymuştur.

Zor dostum zor
Velhasıl Başbakan Davutoğlu'nu meşakkatli günler bekliyor. Çünkü:
Tayyip Erdoğan gibi karizmatik bir liderden sonra AK Parti Başkanlığı ve Başbakanlık yapmak başlı başına zor bir iş. Çünkü her söylediği, her yaptığı liderle kıyaslanacak.
Her yönetici kendi kadrosuyla çalışmak ister: Tanıdığı, huyunu suyunu bildiği, bilgi ve tecrübelerini kendisine sunmaya hazır, sözünü dinleyen insanlarla...
Ancak 62'nci Hükümet'in ezici çoğunluğu Erdoğan'ın kadrosu... Başbakan Davutoğlu değişik bir görev verdiğinde, "Ben şunu hele bir Köşk'e sorayım" deme ihtiyacını duyacak isimler.
Aslında Ahmet Davutoğlu'nun da, önce Bakanlığa, sonra Genel Başkanlığa ve nihayet Başbakanlığa, Tayyip Erdoğan tarafından getirildiğini düşünürsek...
62'nci Hükümet, Anayasa düzeyinde olmasa da, "pratikte" bir "Başkanlık" Hükümeti: Bakanların başında Başbakan, onun da başında Cumhurbaşkanı var.
Model bu... Bakalım gündelik işleyiş nasıl olacak?