Geçimini bizleri güldürerek kazananlara gün doğdu. Modern meddahlara (stand -up'çılar) ve TV'ye skeç- senaryo yazan mizahçılara olağanüstü bol malzeme sunan bir dönemden geçiyoruz.
Ancak uyarıyorum: Bu mizah malzemesinin öyle bir özelliği var ki, insan kahkahayla gülerken gözünden dökülen yaşlar, aniden hüngür hüngür ağlamanın gözyaşlarına da dönüşebilir. Saç- baş yolmalar, dizini dövmeler başlayabilir.
Haber ilk gözüme çarptığında, "Doğru mu okudum" dedim kendi kendime. Derin bir nefes alıp tekrar okudum:
Musul'u iki buçuk ay önce ele geçiren, eski adıyla IŞİD (IrakŞam İslam Devleti), yeni adıyla İD (İslam Devleti) diye anılan örgüt, bir "zinhar yapılmayacaklar ve illa yapılacaklar" listesi yayınlamıştı.
Mesela kadınlar mecbur olmadıkça evden çıkmayacaktı. Erkekler Afgan tarzı entari giyeceklerdi.
Yeni habere göre İD militanları iyice coşmuş. Geçen gün de neyi yasaklamışlar biliyor musunuz?
Sıkı durun, sayıyorum: "Kuruyemiş", "turşu" ve "şirke"...
Evet, yanlış okumadınız, aynen böyle. Musul çarşısına dalmışlar. Bu üç ürünü satan dükkân sahiplerinin karşısına dikilmişler: "Yasak ya Müslüman! Satmakta ısrar edersen kellenden olursun" demişler.
Gerekçe? Gerekçe yok elbette.
Daha doğrusu vardır da, söylemiyorlar. Çünkü bu ürünler, İslam ülkelerinin Oryantalistleri büyüleyen renk cümbüşü pazarlarında yüzyıllardır satılıyor.
Şimdi bir gerekçe ortaya atsalar, halk uydurma olduğunu, hastalıklı bir aklın yasağı olduğunu anında anlayacak.
Ama gerekçe göstermeden yasakladığında bir muamma oluşuyor. Halk, en azından bir süre, "Vardır herhalde bir bildikleri" diyor.
(Not: Eğer okurlarımızın arasında bu üç ürünün, yasaklamayı gerektiren ortak özelliğini bulan varsa, bana bir mesaj atsın da diğer okurlara da haber verelim. İD yönetiminin deli saçması işler yaptığının düşünülmesini istemeyiz, değil mi arkadaşlar?)
Halife enflasyonu
Yine güleriz ağlanacak halimize türünden bir başka haber de Nijerya'yı egemenliği altına almak isteyen Boko Haram'dan geldi. Örgüt, Gwoza'yı ele geçirdikten sonra, bu kentin de "hilafet devletinin" bir parçası haline geldiğini ilan etmiş.
Boko Haram'ın halifesi Nijerya'da, İslam Devleti'nin halifesi Irak'ta... Yakında modaya uyarak Somalili Eş-Şabab da "En hakiki halife bizimki" diye ortaya çıkarsa inanın hiç şaşırmam.
Unutmadan: Mısır'ın eli kanlı diktatörbaşkanı Sisi'nin, İslam ülkelerine barışın ancak hilafet makamının tekrar ihdas edilmesiyle gelebileceğini savunan biri olduğunu biliyor muydunuz?
Elinizi vicdanınıza koyup söyleyin: Bu ortam nasıl bir ortam? Şaka gibi değil mi? Tam mizahlık değil mi? Buradan en az üç sezonluk komedi dizisi çıkmaz mı?
Olup bitene Batı'dan, Kuzey'den veya Uzakdoğu'dan bakanlar "İslam'ın büyük uyanışı dediğiniz buysa, siz en iyisi uyumaya devam edin" demez mi?
Onları bilemem ama benim tanıdığım aklıselim sahibi bütün Müslümanların, "Biz ne günah işledik de bu durumlara düştük" diye dövündüğünden eminim.