Çocukluğundan beri denizaltıcı olmak isteyen Ömer Kalaycıoğlu, Deniz Harp Okulu'nu bitirip arzusuna kavuşur. Yüzbaşılığa kadar yükselir. Ancak 1994'te geçirdiği beyin kanaması yüzünden malulen emekli olur. Tekerlekli sandalyeye bağlı Kalaycıoğlu pes etmez: Denizaltıcılıkla ilgili ödül kazanan bir site hazırlar ('denizaltici.com'), ayrıca çok kapsamlı bir de kitap yazar.
Bunları Milliyet'ten Gökhan Karakaş'ın haberinden öğrendim. Kalaycıoğlu, denizaltıda yaşamanın nasıl bir şey olduğunu gündelik hayattan benzetmelerle anlatmış:
Dolap raflarından birisinin üzerinde uyuyun. Dolap kapağını perde ile değiştirin. Eşiniz, dört saat sonra perdeyi hızla açıp gözünüze ışık tutsun ve "Pardon yanlış yatak" desin.
Arabanızın bütün camlarını siyaha boyayın. Eşiniz sunroof'tan bakarak nereye, hangi hızla gideceğinizi bağırırken şehirde ilerleyin.
Her gün 4 ila 8 saat eliniz direksiyonda, motor çalışır vaziyette oturun ama hiçbir yere gitmeyin.
Günlük konuşmanızı 15 cümle ile sınırlandırın. Geri kalan kısmı telepati ve el hareketleri ile halletmeye çalışın.
Gelmesini istemediğiniz en az 50 kişiyi eve çağırıp en az 20 gün kalmalarını sağlayın.