Başbakan Erdoğan'ın Köşk'e çıkmasıyla ilgili fevkalade gülünç yorumlar okuyorum. Efendim, "dünya güç odakları" Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmaması için düğmeye basmış. Türkiye ekonomisinde kriz yaratarak, Erdoğan'ın Köşk yürüyüşünü engelleyeceklermiş.
Halbuki olay tam tersi: Tayyip Erdoğan, bu kadar güçlü bir Başbakan olduysa, bunun bir sebebi de, Çankaya'da Abdullah Gül gibi, birçok konuda uyumlu çalışabildiği bir Cumhurbaşkanı olmasıdır.
Şimdi aynı makama Erdoğan geçecek. Mevcut Anayasa'ya göre Erdoğan'ın, Başbakanken elinde olan muazzam icraat gücü bir anda son bulacak.
Erdoğan'ın "Başkan" olarak, tekrar icra gücüne sahip olması (az veya çok) zaman alacak. Çünkü Anayasa'nın değiştirilmesi gerekiyor.
Anayasa değişikliği gerçekleşene kadar, yapmak istediklerini, doğrudan yasal yetkisiyle değil, karizmasını ve otoritesini kullanarak, yeni Başbakan aracılığıyla uygulatacak.
Soralım: "Kara gözlüklü, kalın purolu" dünya güç odakları (artık her kimse onlar) icraat yetkisini tam kapasite kullanan "Başbakan" Erdoğan'ı mı tercih eder? Yoksa icraat yetkisi bir süreliğine de olsa azalan "Cumhurbaşkanı" Erdoğan'ı mı?
O arkadaşlar, komplo teorisini şu şekilde kursalardı, daha inandırıcı olurlardı:
"Erdoğan Cumhurbaşkanı olduktan sonra, 'Baronlar' ekonomik kriz çıkartarak, AK Parti'nin önümüzdeki (normalde Haziran 2015'te) genel seçimi kazanmasını engelleyecek. CHP-MHP koalisyonu kurulacak... Anayasa henüz değiştirilmediği için de Erdoğan güçsüz kalacak."
Komplo teorisinin de bir haysiyeti var! Hiç olmazsa ona saygı gösterin.