Yirmili yaşlarında bir tanıdığım var. Adına "İskender" diyelim...
İskender olayları birtakım karanlık odakların marifeti olarak görmeye çok meraklı.
Geçen gün "Abi, Çatı Adayının hiç şansı yok" dedi.
Niye? Bekliyorum ki "Halk tanımıyor" filan desin. "Şimdi bu IŞİD denen örgüt bizim diplomatlarımızı zorla misafir ediyor ya..." (Mahkemenin aldığı yayın yasağına çakıyor.)
Evet? "IŞİD onları ne zaman bırakacak, biliyor musun?" Ne zaman? "Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken... IŞİD aslında şimdi de bırakır ama 'gizlice anlaştı' diyorlar. Böylece Başbakan Erdoğan kurtarıcı olacak. Halk da ona oy verecek."
Gülmeye başladım: Bu da nereden çıktı? Yoksa
"İran- ABD Rehine Komplosu" mu çeldi aklını?
Anlamadı. Durdu, düşündü. "Ha, tamam, Argo filminde anlatılan olay..." dedi sevinerek.
Hayır, o başka. Ben Argo'daki olaydan değil, büyük rehine krizinden söz ediyorum:
1979'da İran İslam Devrimi oldu. Şah Rıza Pehlevi, ABD'ye sığındı.
Bunun üzerine devrim yanlısı öğrenciler ABD Elçiliğini basarak, 66 diplomatı rehine aldı. (Argo filmi, o baskından kaçıp, Kanada Elçisinin evine sığınan 6 diplomatın, İran'dan kurtarılmasını anlatır.) Diplomatlar 444 gün rehine tutuldu. Çeşitli nedenlerle 14'ü daha önce serbest kalmıştı.
Diğer 52'si, 20 Ocak 1981 günü bırakıldı.
Bizimki sabırsızlanmıştı: "Abi komplo bunun neresinde?"
Tamam, oraya geliyorum.
Komplo şu:
20 Ocak aynı zamanda, Demokrat Başkan Carter'ın yerine seçilen Cumhuriyetçi aday Reagan'ın yemin ederek göreve başlama tarihiydi.
Bunun üzerine bir söylenti çıktı: Rehineler aslında çok daha önce serbest bırakılacaktı.
Ancak Cumhuriyetçiler, İran ile gizlice anlaşarak, krizin sürmesini sağlamışlardı.
Krizden sorumlu tutulan Başkan Carter seçimi kaybetti.
Halbuki rehineler zamanında bırakılmış olsaydı, seçimi büyük olasılıkla Demokratlar kazanacaktı.
İskender'in kafası karışmıştı: "Bu olayın bizimkiyle ne alakası var?"
Sen az önce, "AK Parti seçimi kazanabilsin diye IŞİD rehineleri 10 Ağustos'tan önce bırakacak" demedin mi? "Dedim..."
Peki, niye tam tersini düşünmüyorsun? Belki de vatandaşlarımız, AK Parti'nin adayı kazanmasın diye tutulmakta.
Ne malum?
Bakışlarından belliydi, İskender'in kafası iyice karışmıştı: "Yani?" Bak şöyle düşün: Ekmeleddin İhsanoğlu, İslam âleminin yakından tanıdığı bir kişi. Mesela Suudi Arabistan'ın eski Petrol Bakanı Zeki Yamani'nin kızını İstanbul'da evlendirirken, şeref konuklarından biri oydu... Daha sonra Yamani de Ekmel Bey'in oğlunun nikâh şahidi olmuştu.
Duymuşsundur: IŞİD'in arkasında, Suudi Arabistan'ın olduğu söylentisi var. Bir an için doğru olduğunu varsayarak gel senaryoyu birlikte yazalım:
Çatı Adayı, dostu Şeyh Zeki Yamani'den rica etse... O da tanıdıklarını devreye soksa...
Böylece rehineler, Ekmel Beyin girişimiyle kurtarılmış olsa...
Medya bu olayı köpürtse... ABD ve Avrupa, Ekmel Beyi göklere çıkarsa...
Böyle bir durumda AK Parti'nin karizması çizilirken, Ekmel Beyin prestiji tavan yapmaz mı?
İskender, inanılmazlıkta onunkine nal toplatan bir komplo teorisi kurmama biraz bozulmuştu. (İçimden kıs kıs güldüm.)