Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Merkez tutkusu

Hatırlayalım: Seçim sistemine ilişkin olarak... Başbakan Erdoğan muhalefet partilerine üç teklif getirmişti: Dar Bölge, Daraltılmış Bölge veya mevcut sistemle devam...
Bu açıklama Eylül 2013'teki Demokratikleşme Paketi bağlamında yapıldığında... CHP'den ve MHP'den olumlu bir tepki gelmemişti.
30 Mart'tan sonra ise bazı CHP'liler... Yerel seçim sonuçları üzerinde çalışarak... Dar Bölge sisteminde AK Parti'nin daha az milletvekili çıkaracağını iddia ettiler.
(Not: Bence bu iddia pek inandırıcı değildi. Çünkü gerçekten öyle olsaydı, muhalefetin Dar Bölge önerisini kabul etmesi gerekirdi.)
Velhasıl... Dar Bölge mi? Beş milletvekilinin seçileceği Daraltılmış Bölge mi? Daha neyin ne olduğu anlaşılmaya çalışılırken... AK Parti MKYK'sı karar verdi: "Mevcut sistemle devam..."

"Bitleri kanlanmasın"
Dar Bölge seçim sistemi... İktidar partisine avantaj sağlasa dahi... Bence AK Parti yönetimi bu sistemi zaten tercih etmezdi. (İtiraf edeyim: Aslında niye önerdiklerini de hâlâ anlamış değilim.)
Çünkü yıllar içinde AK Parti tam bir piramit şeklini aldı. Hiyerarşi ve disiplin, Başbakan-Parti Başkanı Erdoğan'dan başlıyor... Basamak basamak aşağıya iniyor.
Öyle olunca da, 81 ilde kimlerin milletvekili adayı gösterileceğini, Genel Merkez belirliyor. Nihai kararı ise Erdoğan veriyor.
Bu işleyiş, parti yönetimini fevkalade güçlü kılarken, yerel siyasete inisiyatif tanımıyor. Yerel siyasetçinin elinde, coşmanın veya küsmenin haricinde bir güç bulunmuyor. Sadece parti ile halkı birbirine 'teyelliyor.'
Dar Bölge ise bütün bu ilişkileri değiştirecek bir seçim sistemi... Her bölgeden sadece bir milletvekili seçileceği için... Parti yönetiminin, yerel teşkilatın ve seçmenin en çok istediği kişiyi aday göstermesi gerekiyor.
Bu durum, milletvekiline büyük bir güç veriyor. "Ben olmasaydım, o bölgede seçimi kazanamazdınız" demeye başlıyor. Ona göre muamele istiyor.
(Not: Tabii bu derecede bir güçlenmiş çevre bizde kabul edilmeyeceğinden... Türkiye'nin 550 değil de, mesela 450 bölgeye bölünmesi... Kalan 100 milletvekilinin, ülke oy oranlarına göre belirlenmesi düşünülüyor. Böylece parti yönetimi, beraber çalışmak istediği uzmanları, seçim yarışına sokmadan Meclis'e getirmiş oluyor.)

Bir numaralı seçmen kimdir?

Bütün bu anlattıklarımdan sonra... AK Parti'nin Dar Bölge'yi istememesi gayet normal. Ancak unutmayalım: CHP ve MHP de aynı merkeziyetçi anlayışa sahip.
Eğer çevrenin güçlenmesi ve temsilin artması gibi amaçları gerçekten olsaydı... Başbakan Erdoğan, "Dar Bölge" dediğinde... Muhalefetin üstüne atlaması gerekirdi.
Gelin görün ki Ankara'daki merkezlerde böyle bir niyet yok. Bizde bir numaralı seçmen Genel Başkandır. Oy kullanan vatandaş- seçmen ancak ondan sonra gelir. Kendini Genel Başkana beğendirmek varken, kim uğraşır halkı ikna etmek için?
Türkiye'de ademimerkeziyetçilik ('decentralization') yönetimi ele geçirene kadar savunulan... Ama koltuğa oturduktan sonra ağza dahi alınmayan bir şekerdir. Partinin iktidarda veya muhalefette olması fark etmez; mekanizma böyle işler.
Osmanlının torunları merkeziyetçiliğe meftundur. Bu böyle biline!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA