Çocuk cinayetleri, geçen günlerde birçok yayın organına konu oldu. Siyasetçiler demeçler verdi, son yıllarda işlenen çocuk cinayetlerinin verileri yayınlandı. Çocuklarla ilgili araştırma yapanlar ve STK yöneticileri konuştu.
Bu hassasiyet önemli... Çocuklara karşı kırsal yaşam biçiminden (yani köylülükten) kaynaklanan, "Saldım çayıra, Mevlam kayıra" tavrı gerilerde kalıyor.
Güzel... Peki ya aynı hassasiyet, o çocukları doğuran veya doğurmaya aday olan kadınlara niye gösterilmiyor?
Dün Milliyet gazetesinde çarpıcı bir istatistik vardı: Ocak ayından beri 74 kadın, erkek şiddeti sonucu öldürülmüş.
Mesela şu habere bakın... Bağcılar'da eşi Remziye Eripek'i sopayla döverek öldüren koca, polisteki ifadesinde şöyle demiş:
"Onu sopayla dövmedim. Her zaman nasıl dövüyorsam öyle dövdüm. Fenalaşıp yere düştü. Hemen alıp hastaneye götürdüm. Ancak kurtulamadı. Çok üzgünüm..."
Tekrar ediyorum: Her kim olursa olsun... Çocuk cinayetleri konusunda hassasiyet gösterenlerin... Aynı hassasiyeti, o çocukların anneleri veya müstakbel anneleri olan kadınlar için de göstermesini bekliyorum.
Eğer böyle yapmazlarsa... Çocuklar konusundaki hassasiyetlerinin samimi olduğuna beni inandıramazlar.