Tartışmaları siz de izliyorsunuz...
Cumhurbaşkanlığıyla ilgili genellikle iki senaryodan söz ediliyor:
Birinci Senaryo: Başbakan Erdoğan aday olur ve çok büyük olasılıkla kazanır... Köşk'e çıktıktan sonra kendisine yürekten bağlı bir başbakanla, Türk usulü bir Yarı Başkanlık sitemini pratikte uygulayarak, ülkeyi yönetmeyi sürdürür...
Not: Eski Meclis Başkanı, Mehmet Ali Şahin dün bir demeç verdi. "Partimizde Başbakan olabilecek dört kişi var" diyerek şu isimleri saydı: Bülent Arınç, Ali Babacan, Beşir Atalay ve Emrullah İşler... Bu isimler hakkında fikrim şöyle:
Bülent Arınç bol bol 'Peki Beyefendi' diyen bir Başbakan olamayacağı için Köşk ile ilişkisi hızla bozulur.
Ali Babacan teknik bir siyasetçi olarak bu işi yapabilir ama kendi ekonomi fikirleri olduğundan ve ABD tarafından beğenildiğinden, Erdoğan tercih etmez.
Beşir Atalay ve Emrullah İşler ise çok daha uygun isimler. Tabii bir de Binali Yıldırım...
İkinci Senaryo: Erdoğan çeşitli nedenlerle Başbakan kalmayı tercih eder. O zaman da AK Parti'nin Çankaya adayı Abdullah Gül olabilir. "Olabilir" diye pay bırakıyorum çünkü Gül'ün olması da şart değil.
Mesela halk tarafından tanınan bir Bülent Arınç niye aday olmasın?
Aslında Başbakan Erdoğan, tercihlerine direnmeyecek bir kişiyi Köşk'te görmeyi ister. Ancak o tipte bir kişinin (faraza Beşir Atalay) seçimi kaybetme olasılığı var ki her şey altüst olur.
2019'a erteleyebilir
Bir senaryo daha bulunuyor. Bu senaryo, ikincinin devamı, doğru dürüst değinilmiyor. Şöyle:
Üçüncü Senaryo: Erdoğan, Başbakanlığa devam eder... Genel seçimlerde uygulanabilmesi için, bu yılın 15 Haziranına kadar seçim sistemi değiştirilir: 'Dar Bölge' veya 'Daraltılmış Bölge'; AK Parti'nin işine hangisi geliyorsa, o yöntem yasalaştırılır.
Yeni yöntem sayesinde AK Parti, Anayasayı değiştirecek sayıda milletvekili kazanır. Böylece 2019'a kadar Anayasa'da değişiklikler yapılarak, hukuki ve kurumsal yapısı oturtulmuş bir Başkanlık veya Yarı-
Başkanlık sistemine geçilir.
Ağustos 2019'da Cumhurbaşkanının görev süresi biter. İşte Başbakan Erdoğan, asıl o tarihte Devlet Başkanı (Başkan veya Yarı-Başkan) olur.
Böylece hayalini kurduğu gibi 2023'e, yani Cumhuriyetin 100'üncü kuruluş yılına Devlet Başkanı olarak girer.
Not 1: Birincide yoğunlaşanlar, oy kullanacak olan 2 milyon 700 bin gurbetçinin desteğini istemek üzere Erdoğan'ın Avrupa turuna çıkmasını, bu senaryonun uygulanacağının ispatı olarak görüyor ama bence kesin değil.
Bildiğiniz gibi AB şu sıralar, demokrasiden uzaklaştığı gerekçesiyle Ankara'yı eleştiriyor. Başbakan Erdoğan'ın Avrupa çıkartması, o kesimlere cevap olacak; AB'ye "Buradaki Türklere hâkimim" mesajını verecektir.
Yani Avrupa seyahati ille de Köşk'e hazırlık olmayabilir.
Not 2: ABD'nin tavrı da, Erdoğan'ın şimdilik Başbakan kalmayı tercih etmesine yol açabilir. ABD'nin, her türlü ilişkiyi, Köşk'teki Erdoğan'ı görmezden gelerek, yeni Başbakanla kurma ihtimali var.
Bu durum, Erdoğan'ın karşısında, hiç istemeyeceği türden bir Başbakan bulmasıyla sonuçlanabilir.