Ülkücü Burak Can cinayetini DHKP-C üslendi. Böyle bir açıklama olduğunu duyduğum anda aklıma Atina'daki örgüt operasyonu geldi.
Hatırlayın: 10 Şubat günü Atina'da yapılan operasyonda, dört DHKP-C üyesi silahlarla yakalanmış... Bir militanın 1996'daki Özdemir Sabancı cinayeti ile ilgili olduğu açıklanmıştı.
Bu haliyle çok da ilginç bir haber değildi. Yunanistan'ın uzun zamandır DHKP-C'ye göz yumduğu zaten biliniyor.
Haberi ilginç kılan şuydu: Operasyon, Yunan, Türk ve ABD istihbarat servislerinin ortak çalışmasıydı. Yani ABD, Yunanistan'a "Yakala şunları" demişti.
Bu olayın anlamı neydi? Uluslararası ilişkiler uzmanı Beril Dedeoğlu, çeşitli olasılıklara değindiği yazısında şöyle bir yorum yapmıştı:
"Tahminlerimiz doğruysa, örgüt Türkiye'deki siyasi ortamı derinden etkileyebilecek bir eylem hazırlığındaydı. (...) Hedefte muhalefet partilerinden kişiler vardıysa, bu seçim sürecini muhalefet lehine etkilerdi, iktidarı hedef aldıysa AK Parti lehine sonuç verirdi; engellendi..." (Star, 14 Şubat)
On binleri yasa boğsa da Burak Can cinayeti, DHKP-C için "küçük" bir olay. O halde bunu bile üstlenmesinin bir nedeni olmalı. Akla ilk gelen: Seçimleri etkileyecek cinsten bir eylem yapma kapasitesi olmadığından, mutsuz Alevi gençleri yanına çekmeye çalışması.
Benimkisi sadece bir tahmin... Yok eğer gücü varsa, önümüzdeki 10 gün içinde göstermek zorunda. (Ağzımdan yel alsın!)