Geçen gün TV'de bir sohbete rastladım. CHP taraftarı sunucu ile AK Parti yetkilisi konuğu, Cemaat hakkında konuşuyordu. Sohbet ilerledikçe iki taraf da Cemaat'in şeffaf olmamasından yakındı.
Bu önemli bir konu... Gülen Cemaati şeffaf olmayan, kesif, opak bir yapı... Hangi anlamda? İki boyut var:
1) Yönetim olarak... "Kimin, hangi sıfatla, kime direktif verdiği" belli değil. İnsanlar 'görev aldım' deyip dünyanın öbür ucuna okul kurmaya gidiyor. Bir açıdan çok güzel bir olay... Ancak bu mekanizmanın nasıl çalıştığı; bir hata, bir suç oluştuğunda kimin sorumlu tutulacağı belli değil.
2) Parasal olarak... Bu mesele daha önemli... Çünkü hem toplumu, hem de devleti ilgilendiriyor.
Cemaat işadamlarından paralar topluyor. Bu faaliyetin çeşitli amaçları var: Öğrenci okutmak, okul açmak, etkinlik düzenlemek gibi... Peki, verilen bu paraların resmi makbuzunu hiç gördünüz mü? Ben görmedim.
Batı ülkelerinde de devletler hayır işlerini destekliyor. Ancak oralarda her türlü para akışı kayıt altına alınıyor. Hatta bazı alanlarda (siyaset gibi) bağış sınırı var. "Para benim değil mi; istediğime, istediğim kadar veririm" diyemiyor kimse...
Bizde ise kim kime, dumduma! Birtakım bağış paraları toplanıyor. Ancak o paraların, söylenen yerlere harcandığını gerçekten biliyor muyuz? Hayır.
Hayırsever insanlar; genellikle arkadaş veya dindaş diye güvenerek birilerine paralar veriyor. Sonrası meçhul.
Kabul ediyorum: Bu paraların çoğunluğu gerçekten de söylenen işlerde kullanılıyor. Peki ama bu paralar hiç mi tırtıklanmıyor? Hiç mi suiistimal edilmiyor?
AK Parti, Meclis'te çoğunluğa sahip. Bu konuda gerekli yasaları çıkartıp... Bağışların şeffaflaşmasını sağlayabilir.
Acaba niye yapmıyorlar? Mesela... "Bağış yapan kesimler, kayıt altına alınmak istemez, para vermeyi keserler" diye mi düşünüyorlar?