Geçen gün muhafazakâr camianın yakından tanıdığı bir arkadaşımla sohbet ediyorduk. Konu Alevi sorununa geldi. Arkadaşım, "Aslında çözüm çok basit: Tekke ve zaviyeleri yasaklayan kanunu kaldırırsın; olur biter..." dedi.
İşte bu kadar!
Bugün tarikatlar faaliyette... Cemaatler faaliyette... Açık veya gizli şekilde tekkeler de öyle...
Eee? O zaman ne bekliyoruz?
Hayat çoktan değişmiş... Tekke ve zaviyeleri yasaklayan kanun... Hani devrim kanunu adı verilen... 13 Aralık 1925'te yürürlüğe giren kanun bir Hollywood dekoruna dönüşmüş. Görüntüsü var, arkası boş...

Gelin şu balonu patlatalım
Biz hâlâ çok temel bir sorunumuzu bu balon kanuna dayanarak boş yere sürdürüyoruz. Mazohist miyiz Allah aşkına?
Bu kanun lağvedildiğinde cemevlerinin resmen tanınmasında hiçbir sorun kalmayacak. Bir de camilere sağlanan kolaylıklar, cemevlerine sağlandı mı; tamam.
Geriye zorunlu din dersleri kalıyor. Onu da Anayasa değişikliğiyle seçmeli yaptın mı, Alevilerle ilgili sorunların çok büyük bölümü çözülmüş oluyor.
Kürt sorunu gibi Alevi sorununu da hızla çözmeliyiz. Çünkü:
Eğer demokrasisi yaygınlaşmış ve derinleşmiş bir Türkiye istiyorsak... Alevi kesime acı çektiren bu kimlik ve inanç sorunu mutlaka çözülmeli. İlkelerle, yani insan haklarıyla ilgili bir olay bu... Çoğunluk ne derse desin bu yapılmalı. Haklar ve özgürlükler başkasına sorulamaz.

Ülkenin önüne takoz koyuyorlar
Belki daha da önemlisi şu: Eğer Türkiye büyümek, güçlenmek ve etkin bir aktör olmak istiyorsa... Bunu yapmak zorunda...
Nedeni açık: Güçlenen Türkiye'nin önünü kesmek isteyenler ne yapar? Elbette ülkenin dini ve etnik sorunlarını kaşır. İki kere iki dört!
Halbuki Kürt ve Alevi sorunlarını çözmüş bir Türkiye'yi kimse tutamaz: Hem ekonomik olarak daha da hızlı gelişir... Hem de demokrasisiyle bölgede gıpta edilen ülke haline gelir.
Deniyor ki "Aleviler aralarında birlik değil." Doğru, değiller. Ama ne yapalım; olmazlarsa olmasınlar.
Kimi desin ki "Alevilik İslam şemsiyesinin altındadır"... Kimi itiraz etsin; "Hayır ayrı bir dindir" desin... Kimi ibadet için camiye gitsin, kimi cemevine...
Önemli olan sorunu çözmek: Mademki milyonlarca insan bunu istiyor; biz de akılcı olalım engelleri kaldıralım.

Özal gibi: Cesur ve kararlı
"Türk parasını koruma kanunu" vardı eskiden. Turgut Özal kaldıracağını söyledi. "Yapma" dediler, "yapamazsın" dediler, "batarız" dediler... Özal pat diye kaldırdı. Türk lirasını dünyaya açtı. Ne oldu? Türkiye ekonomisi gelişti.
Demek ki eski kanunu savunanlar, bilmeden Türkiye'yi engelliyorlarmış.
Kürt meselesinde de aynısı olmadı mı? Silahlı Kuvvetler içindeki, "Siviller bu işe karışmasın" diyen bir grup yüzünden, 1990'ların başında çözülecek bir sorun, bugünlere sarktı.
Sonuç: On binlerce can, milyarlarca dolar kaybettik. Halbuki bazı etnik önyargıları bir yana bırakmak diyaloga yeterliydi...
Hükümetin, Alevi sorununu çözmek üzere çıkaracağı demokrasi paketinde neler olacak? Çok şeye gerek yok: Şimdilik o iki madde kaldırılsın yeter.