Yeni Rakı başta olmak üzere birçok markaya sahip olan Mey İçki'nin CEO'su Galip Yorgancıoğlu geçenlerde bizim gazeteyi ziyaret etti.
Sohbet esnasında verdiği ilginç bilgilerden biri de Almanya operasyonuyla ilgiliydi. Almanların yüzde 70'i Yeni Rakı'yı biliyor ve içiyormuş... Müthiş bir oran!
Sohbetteki bir başka ilginç bilgi de reklamlarla ilgiliydi: Yeni Rakı'nın reklamını 'Spirit of İstanbul' sloganıyla yapıyorlarmış.
Çok hoş bir tabir bu: Hem "İstanbul'un Ruhu" anlamına geliyor, hem de "İstanbul'un - damıtık - içkisi" anlamına...
Marka kentin cazibesi
Dikkatinizi çekerim: "Spirit of Turkey" dememişler. Rakı, Türkiye'nin her yerinde içilse de, kimisi "milli içkimiz" dese de, ülkeyle değil, İstanbul ile özdeşleştirmişler.
Niye? Çünkü küreselleşen ekonomi, öncelikle metropoller yaratıyor. Ardından bunlardan bazıları cazibe merkezi haline geliyor. Böylece marka kentler doğuyor.
Marka kent, ekonomisinden daha fazla kültür-sanat zenginliğiyle merkez haline geliyor. (Örneğin Berlin).
İstanbul'un markalaşmasına, Yunanistan, Kürdistan ve Beyrut seyahatlerinde apaçık şahit olmuştum. Mesela Yunanistan'da hep aynı sahneyi yaşadık:
- Nerelisiniz? - Türkiye'den... - Neresinden? - İstanbul... - Voav!
İstanbul'u duydukları an davranışları değişiyordu, özellikle Yunan gençlerin. Bilmeyen mutlaka gelmek istiyor; bir gelen bir daha geleceğini söylüyordu. Tıpatıp aynısı Beyrut ve Erbil'de başımıza geldi.
Bana caz yap!
Bir başka örnek de 30 Nisan Uluslararası Caz Günü... Bu yıl ikincisi kutlanacak... Nerede? İstanbul'da...
İstanbul Kültür Sanat Vakfı'nın organize ettiği... Hükümetin, Dışişleri ve Kültür bakanlıkları aracılığıyla 'resmen' desteklediği evrensel caz gününde... İstanbul'un dört bir yanında caz etkinlikleri yapılacak: Konserler, konferanslar, sergiler, filmler, caz atölyeleri, dersler...
UNESCO'nun Genel Direktörü Irina Bokova ve İyi Niyet Elçisi, ünlü cazcı Herbie Hancock şu sıralar İstanbul'da... Sadece onlar mı? John McLaughin, Diana Reeves, Marcus Miller, Wayne Shorter, Al Jarreau, Jean-Luc Ponty, George Duke gibi caz devleri de burada... Ayrıca yerli ve yabancı daha nice sanatçı...
İstanbul'un ağırladığı sanatçılar, bu akşam Aya İrini Müzesi'ndeki görkemli konserde yer alacak. Etkinlik Caddebostan Parkı ve Tepebaşı Meydanı'nda kurulacak dev ekranlardan yayınlanacak.
Gözler de burada
Bitmedi... Asıl önemlisi, konserin, 'unesco.org', 'jazzday. com' ve 'monkinstitute. org' siteleri üzerinden canlı yayınlanacak olması...
Yani bütün dünyanın caz severleri, ister Japonya'da olsunlar, isterse Patagonya'da, sadece müziği dinlemekle kalmayacak, İstanbul'u da izleyecek!
İlginç olan ne biliyor musunuz? Bir sıralama yapılsa... Türkiye halkının dinlediği müzik türleri içinde, herhalde caz sonlarda yer alır.
Ama markalaşmak işte böyle bir şey: Sen başka telden çalsan da, dünya başarıya doğru seni adeta arkandan itiyor.