Prof. Atilla Yayla 2006'da Atatürk resimlerine atıfla... "Yabancılar, 'Neden her yerde bu adamın fotoğrafları var' diye soracaklar" demişti.
Vay sen misin böyle konuşan! Atatürk'e nasıl, "bu adam" denebilir? Hakaret! Hakaret!
Kemalistlerin azdığı bir dönemdi. Önce bir medyatik linç kampanyası başlatıldı. Ardından yargı safhası... Sonuçta Yayla'ya mahkeme ceza verdi. (Daha sonra Yargıtay kararı bozdu.)
Halbuki o konuşmada Atilla Yayla, başkasına gönderme yapıyor, "yabancılar böyle soracak..." diyordu.
Hrant Dink'e de aynısı yapılmıştı. Mecazi anlatım, sahibine karşı kullanılmıştı. Çünkü ne dendiğine değil, kimin dediğine bakılıyordu ve söyleyen, istenmeyen kişiydi.
Bugün Şafak Pavey konusunda Engin Ardıç'a yapılan da farklı değil. Saldıranlar, yazıdaki basit söz oyununu anlamaktan aciz mi? Hayır; elbette zekâları yetiyor ama siyasi ahlakları eksik kalıyor: Anlamazdan gelerek, Ardıç'ı mahkûm etmek amaçları.
Bir de şu var: Bu olayı değerlendirirken, ille de bir uzman gerekiyorsa... Ardıç'ın ne demek istediğini, taraflı bir "nefret söylemi" uzmanına değil, önce tarafsız bir "dil uzmanına" sormak gerekiyor.