Başbakan Erdoğan'ı heyheylendiren Amerikalı yazar Paul Auster'ın ne dediğine bakalım önce:
"Hapiste yatan yazar ve gazeteciler yüzünden Türkiye'ye gelmeyi reddediyorum. (...) Neler oluyor Türkiye'de? En çok endişelendiğim ülke. Demokratik yasaları olmayan ülkelere gitmiyorum davet alsam da... Aynı sebeple Çin'den gelen davetleri geri çeviriyorum."
O böyle deyince, Başbakan da lafı çaktı: "Hah, biz sana muhtaçtık. Niye gelmedin? Aman gel, ne olur gel. Gelsen ne olur, gelmesen ne olur. Türkiye irtifa mı kaybeder?"
Ardından da sözü, Yahudi yazarın, 2010'da İsrail'i demokratik ve laik bir ülke olarak nitelendirmesine getirdi: "Yahu sen ne cahil adamsın! İsrail'e sen nasıl laik bir ülke dersin. İsrail tam bir din devletidir..."
***
Hükümeti "
yurtdışından vurma" çabası yeni değil. Operasyon uzun süredir devam ediyor. Paul Auster sadece son halka. Devamı da gelecektir.
Tek ekip onlar değil, başkaları da var elbette ama operasyonun merkezinde "
İsrail lobisi" bulunuyor. Kemalistler, Ergenekon dostları, kimi sermayedarlar bu lobi ile işbirliği yapıyor.
Yazarlar ve akademisyenler işte bu şebeke üzerinden konuşturuluyor. Yazara önce birkaç saptırılmış bilgi veriyorlar. Sonra da bunun üzerine yorum yapmasını istiyorlar. Emir-komutayla değil elbette, tatlı tatlı okşayarak!
Türkiye'de olup bitenleri bilmeyen Batılı yazar da... Yüz gazetecinin hapiste olduğunu öğrendiği an dehşete düşüyor... Çünkü Batı'da gazeteci maskesi takarak, yardım ve yataklık edilecek
darbe tezgâhları ya da
şiddet örgütleri olmadığından... Türkiye'deki gazetecilerin, haber ve yorumları yüzünden içeri düştüğünü sanıyor.
***
Tabii bunları söylerken yazarın "
iyi niyetli" olduğunu varsayıyoruz. Dönen dolaplar anlatılırsa, fikrini değiştireceğini sanıyoruz.
Halbuki yazar, ağa düşmüş bir
saftirik değil, şebekenin
paydaşı aslında... Mesela Paul Auster, böyle laflar etmeye dünden hazır.
İnternetteki Wikipedia özgeçmişinde yer alan üç fotoğraftan birinde
Şimon Peres ile el sıkışıyor. Hemen yanında
Salman Ruşdi var. Ne ekip ama!
Şimon Peres kim? Başbakan Erdoğan'ın,
Davos'ta, "
One Minute!" söylevi çektiği İsrail Cumhurbaşkanı... Yazar Salman Ruşdi'nin ise
Şeytan Ayetleri romanından beri İslamcılarla başı dertte.
Bilhassa "
One Minute" ve "
Mavi Marmara" olayından sonra, nedense endişelenmeye başladı Paul Auster türü yazarlar.
Ama asıl dertleri başka: Kemalist askeriye üzerinden yürüyen Türkiye-İsrail ittifakı sarsılınca, kaygılanır oldular. Türkiye için değil elbette!
Siz hiç bu tip adamların darbeler, askeri müdahaleler, faili meçhul cinayetler filan hakkında konuştuğunu duydunuz mu?
***
Başbakan
Erdoğan, nasıl bazen yerli medyaya çakıyorsa, Paul Auster'a da öyle çakmış. Çünkü söyleşi
Hürriyet'te yayınlandı. (Yine
Aydın Doğan!)
Başta
New York merkezliler olmak üzere, ABD medyası bu haberle dolu. Tabii "
Ermeni Soykırımının İnkârı" ve "
Kürt Sorunu" da monte edilmiş olarak...
Ama bence Başbakan Erdoğan o haberleri önemsemiyor. Başkan
Obama, "
En güvendiğim lider" dedikten sonra, lobinin propagandası umurunda olmaz Erdoğan'ın...