Kimi sorunlar çözülmeden o kadar uzuyor, ayrıntılar o kadar çoğalıyor ki birçok kişi ipin ucunu kaçırıyor.
Bunun bir örneği de Kürt ve PKK sorunları... Son 30 yılda iç içe geçmiş bu sorunlarda baş döndürücü değişimler meydana geldi.
Peki zihninizdeki dağınıklığı toparlamak istiyor musunuz? O halde size iki kitap önereceğim...
Birincisi, gazeteci Fadime Özkan'ın Yeni Şafak ve Star gazeteleri için yaptığı söyleşilerden oluşuyor: 'Dil Yarası: Kürt Meselesini Konuşmak' (Okur Kitaplığı).
Konuyla yakından ilgi kişilere mikrofon tutan toplam 40 söyleşi, Temmuz 2006 ile Ekim 2011 arasındaki beş yıllık zaman dilimini kapsıyor.
Soru-cevap tarzında olduğu için kolayca okunan kitap, bizi iyimserlik ve karamsarlık arasında sallayıp duruyor. Bir konuşmacı umut verirken, diğeri üzüyor.
Örneğin eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, "PKK demokratik arayışta; eleştirilse de desteklenmeli" demiş 27 Aralık 2010'da... Daha sonra ne çok hayal kırıklığı yaşadık!
İkinci kitap ise makul ve mantıklı Kürt aydını Orhan Miroğlu'na ait: 'Silahları Gömmek' (Everest Yayınları).
Miroğlu acılarla dolu deneyimlerine ve zengin bilgi birikimine, akıcı üslubunu da katarak sesleniyor: Siyaseti silahla yapma devri bitti... Artık müzakere döneminin başlaması gerekiyor...
Ben onun yaklaşımını önemsiyorum: Çünkü örneğin, BDP'liler, AK Parti'ye hakaretler yağdırırken... "Yüzde 50 oy almış bir partiyle anlaşmayacaksanız, kimle anlaşacaksınız" diyordu Miroğlu. (Bu tavrı yüzden de PKK tarafından ölümle tehdit ediliyordu.)
Bu yaklaşım, PKK'daki, "Madem TSK ile savaşıyoruz, barışı da onunla yapacağız" fikrinden çok farklı: Ayakları yere basıyor. Yeni Türkiye gerçeğini görüyor. Özetle makul ve mantıklı!