AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Eğer Genelkurmay, geçmişte olduğu gibi, 'Kardeşim terörle mücadele ediyoruz; olmuştur...' şeklinde bir tavır takınsaydı, Başbakan'ın da, bizim de tavrımız farklı olurdu" dedi... Çelik'e göre, Başbakan Erdoğan'ın TSK'ye teşekkür etmesinin ardında, işte bu açık tavır varmış...
Bence sözleri ve eylemleri değerlendirirken "Aksi mümkün mü" diye sormak gerekir. Örneğin 1974'ün iletişim ortamında Genelkurmay, Kıbrıs Çıkarması sırasında kendi gemimizi batırdığımızı yıllarca saklayabilmişti. O zamanlar toplumun haber alma özgürlüğünü engellemek kolaydı.
Uludere faciası ise saat 21.30 sularında meydana geldi... Beş buçuk saat sonra, 03.00 sularında Fırat Haber Ajansı olayı bütün dünyaya duyurdu... Sabah saatlerinde küresel ajanslar olaydan söz ediyordu... O arada twitter adeta "yıkılıyordu".
Soralım: Böyle bir iletişim ortamında, Genelkurmay'ın, Uludere faciasını örtbas etme ya da "oldu bir kere" diye kestirip atma imkânı var mıydı? Hele Başbakan Erdoğan orada dururken!