Başbakan Erdoğan'ın Almanya'da yaptığı espri birçok kişiyi güldürmüş. Beni ise hüzünlendirdi!
Başbakan Erdoğan'ın, Almanya'daki Türklerin başarılarından gurur duyduklarını anlatırken verdiği, "Türk Milli Takımı'nın kalesini hedef almadıkça, Mesut'un attığı goller bizi de gururlandırıyor" sözü salonu neşelendirmiş...
Valla ben Mesut'un attığı gollerle gurur filan duymuyorum. Mesut Özil'in Real Madrid gibi bir dünya devine transfer olması da bana gurur vermedi. Hatta onunla birlikte Nuri Şahin ile Hamit Altıntop'un da Real'e gitmesi canımı daha da sıktı.
Sadece Mesut ya da sadece Hamit transfer olsaydı "tesadüf" der geçerdik. Halbuki burada şans, kader, kısmet diyemeyeceğimiz bir durum var.
Niye mi hüzünleniyorum? Çünkü Almanya'daki "futbolcu yetiştirme sistemi" ile Türkiye'deki arasındaki fark gözüme giriyor.
Oradaki çark, Türklerden dünya yıldızları yaratıyor. Buradaki çark ise yetenekleri söndürmeye yarıyor.
Dikkat edin: Konu ne teknoloji, ne bilimsel bilgi, ne de para... Bunların hepsi bizde yeteri kadar var. Olmayan şey "organizasyon".