Ne zaman bir PKK saldırısı olsa, savaş uçakları Kandil'e bomba yağdırıyor. Ancak bu operasyonların, "PKK'ya hak ettiği cevap verilmeli" diye düşünen sokaktaki vatandaşı biraz olsun teskin etmekten başka hiçbir değeri yok.
Kaç kere yazdık: O bombalar toprağı delmez... Dağın altındaki mağara ve tünellerde saklanan militanlara işlemez.
Dağları, taşları bombalamak, halkın savunma için ödediği vergileri çarçur etmekten başka işe yaramaz.
Eğer "askeri bir başarı" aranıyorsa ki 26 şehitle sonuçlanan son saldırılar artık bunu mecbur kılıyor... Mutlaka Kandil'e kara operasyonu yapmak gerekir.
Tabii bunu bir "haydut" devlet edasıyla değil... Kuzey Irak Kürdistan Yönetimi, Irak Hükümeti ve ABD ile anlaşarak yapmak uygun olacaktır...
***
Komandoların, piyadelerin Kandil'e tırmanması... PKK mağaralarına kadar gitmesi... Ve mağaraların içini tarumar etmesi şart.
Tabii
3-5 bin kişiden oluşan PKK militanları koca bir orduya karşı direnmeyecektir. Yem olarak, şaşırtma yapmak amacıyla birkaç yüz elemanını feda edecek... Kadronun büyük bölümü ise Kürdistan köylülerinin arasına karışacaktır.
Zaten
Barzani de bunu geçenlerde açıkça belirtti.
"PKK militanları köylerimize yerleşti" dedi.
Dolayısıyla Kandil'e yapılacak kapsamlı bir kara operasyonunun,
"imha" edeceği şey militanlar değil. Komandolar ve piyade kamplara vardığında, militanlar çoktan gitmiş olacak.
***
Buna karşılık militanların, içine
dekovil hattı bile döşedikleri mağaralarda bulunan tüm
silahları,
cephaneyi,
yiyecek ve
ilaçları taşımaları mümkün değil...
O halde kara harekâtının esas hedefi, PKK'nın lojistik yığınağını ve militanlara yuvalık yapan mağaralarını yok etmektir.
Tabii o mağaraları bulup imha edecek
istihbarata sahip olmak gerekiyor. Ordunun elinde bu malumat varsa, mesele yok... Ama o bilgi yoksa, harekât fos çıkar. Çünkü mağara ağızlarını ve diğer zulaları bulmak uzun zaman alacaktır.
Eğer bir süre sonra Kandil'e dönen PKK militanları, orada yaşamalarını sağlayacak maddi imkânları yitirdiklerini görürlerse...
Harekât başarılı olmuş demektir. Çünkü o şartlarda PKK'nın saldırı düzenlemesi uzunca bir süre imkânsız hale gelecektir.
***
Kara harekâtı deyince... Elbette mesele Kandil'den ibaret değil. PKK,
Hakkâri'yi
"kurtarılmış bölge" haline getirmek istiyor.
"Kurtarılmış bölge" demek, örgütün o coğrafyada, "devlet benzeri", "devleti andıran", "devletsi" bir yapı kurması demek...
PKK'nın, Hakkâri kent merkezinin sadece
30 kilometre uzağında kamplar kurduğu... Bazı kişileri Hakkâri'den kaçırıp bu kamplardaki
"halk mahkemesi" dedikleri örgüt mahkemesinde yargılayıp, cezalandırdıkları biliniyor.
Düşünün: Bu olaylar başka bir ülkenin topraklarında meydana gelmiyor. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde oluyor.
Peki neden oluyor? Çünkü daha birkaç ay öncesine kadar devlet tek başlı değildi. Adeta iki başbakan vardı. Seçilmişlerinki ve atanmışlarınki: Başbakan ve Genelkurmay Başkanı.
***
O kamplar, işte bu saçma sapan siyasi güç rekabeti sayesinde oralarda kuruldu. Hadi Kandil kampı başka ülkenin topraklarında ve çok zorlu bir coğrafyada... Peki ya Hakkâri'deki kamplar?
Kimse kimseyi kandırmasın: Ordu o kampların kurulmasına düpedüz göz yumdu. Bunun sorumluları hakkında derhal soruşturma açılmalı ve o kampların kuruluşundan beri görev yapan tüm GK başkanları ve KK komutanları yargılanmalı.
Özetle: Kapsamlı bir kara operasyonu sadece yurtdışında değil, yurtiçinde de yapılmalı.