Pratikte iç içe geçmiş olsa da, Kürt sorunu ile PKK sorununun "kavramsal" olarak birbirinden ayrılmasına karşı çıkan kesimler var.
Bunların başında elbette Kürt ulusalcıları geliyor: PKK, BDP, KCK ve diğer örgütlenmeler.
Kendi güttükleri politikalar açısından, bu ayrımı yapmamakta, yapılmasına da karşı çıkmakta haklılar.
Çünkü hareket bir kısım Kürt vatandaşın gözündeki meşruiyetini o sorundan alıyor.
Tam bu noktada normal ama ilginç bir durum var:
Kürt ulusalcıları açısından Kürt sorunu bir "gündem maddesi" değil!
***
"Böyle bir sorun var mı" diye sorarsanız... Elbette bin bir örnekle anlatırlar size Kürt sorununu. Hepsi de yürek burkan, insanın içini acıtan örnekler olur.
Ancak Kürt ulusalcıları meselenin o tarafını tartışmak istemiyor.
Çünkü Kürt sorununu tartışmak demek, çözüm aramak ve hiç olmazsa bir kısmına çözümler bulmak anlamına geliyor...
Halbuki Kürt ulusalcıları, Kürt sorunu devam etsin arzusunda... Bu sayede onlar da sorunun temsilcisi olarak varlıklarını sürdürecekler.
Asıl dedikleri şu:
"Ey Ankara! Kürt sorununu çözmeye çalışma... Sen bize önce iktidar ver, ondan sonra sorunu biz kendi aramızda çözeriz."
***
Bu durum Yeni Anayasa bağlamında nasıl şekillenecek?
Tahminim şöyle:
Başbakan
Erdoğan, Yeni Anayasa'ya ilişkin
Meclis çalışmalarının
Ekim ayında başlayacağını söyledi.
BDP'nin bağımsız milletvekilleri bu dönemde Meclis'e gelip, yemin ederek, çalışmalara katılacak.
Normal şartlarda, "
demokratik" bir anayasada "
milliyetçilik" yapılmaması gerekir. Örneğin
"Yüce Türk milleti" gibi propaganda kokan, ideolojik ibarelerin metinden ayıklanması şarttır.
Türkiye'de farklı etnik ve dini topluluklar yaşıyor. Dolayısıyla Yeni Anayasa kimseyi ikinci sınıf vatandaş haline getirmemeli. Herkesi kucaklamalı.
Peki, bu nasıl yapılacak? Tabii ki "
soyut" ifadeler kullanarak. Örneğin "Türk milleti" yerine
"Türkiye halkı" ya da "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları" diyerek...
Ben Anayasacı değilim. Elbette başka ifade biçimleri de vardır, bulunabilir. Ancak çağdaş, demokratik anayasalarda bu işin böyle yapıldığını biliyoruz.
***
"
Kürt sorununu" çözmek isteyen herkesin, bu tip "
tarafsız", "
yansız", "
nötr" bir anayasaya
evet demesi gerekir.
Ancak BDP'liler,
"Anayasa'dan Türk
'ü kaldırmayın ama metne Kürt
'ü de sokun" diyeceklerdir.
Örneğin, "
Türkiye Cumhuriyetini Türk ve Kürt halkları birlikte kurmuştur" gibi bir ibare olmasını isteyecekler. (Fantezi değil söylediğim; bunu defalarca dile getirdiler.)
Kürt ulusalcılığını Anayasa'nın tarafsızlığı değil "
çok milletli" olması ilgilendiriyor.
***
Niye? Çünkü "
tarafsız" bir Anayasa, Kürt sorununun çözümünde çok önemli bir adım olacak. (Tabii buna karşılık
MHP'nin kulaklarından dumanlar çıkacak.)
Ancak böyle bir adım kendilerine yaramayacağı için, Kürt ulusalcıları "
tarafsız" bir Anayasa istemeyecek, "
çok milletli" bir Anayasa için bastıracak.
Benzeri çekişmeler başka alanlarda da olacak. Örneğin "
özerklik" konusunu Anayasaya sokmaya çalışacaklardır.
Talepleri metne girmeyince de şiddete başvurup, kabahati
AK Parti'ye atacak, "
Siyaset tıkanınca silahlar konuştu..." diyecekler.
Not: Daha önce de yazdım. Ben A'dan Z'ye değiştirilmiş, bütünlüklü bir Anayasa yapılabileceğini sanmıyorum. Kritik maddeler, ancak
"farklı ittifaklarla" bölüm bölüm değiştirilebilir.