Geçen gün 1993'te öldürülen gazeteci Uğur Mumcu'nun bir "demokrasi şehidi" olmadığını söylemiştim.
24 Ocak günleri (mesela yarın) onunla birlikte anılanların da çoğu demokrasi şehidi değildir:
Kubilay, Onat Kutlar, Bahriye Üçok, Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu, Muammer Aksoy, Turan Dursun, Çetin Emeç...
Bu kişiler, "demokrat oldukları, demokrasiyi savundukları ya da demokrasi mücadelesi verdikleri" için öldürülmedi.
Sadece Abdi İpekçi'yi ayrı tutabiliriz.
Bunları yazınca Hrant Dink'i hatırlattı bazı okurlarımız. "Onu yeri Abdi İpekçi'nin yanı değil mi" dediler.
Evet, elbette öyle! Bence de Hrant Dink demokrasi şehididir.
(Not 1: Şehit kelimesini dini/milli bağlamda değil, "yüksek bir değer için çalıştığı için öldürülme" anlamında kullanıyorum.)
(Not 2: Sanırım Cavit Orhan Tütengil'i ve bambaşka bir polis şefi olan Gaffar Okkan'ı da onların yanına eklemek gerekir.)
Ancak 24 Ocak günü düzenlenen toplantıların çoğunda Hrant Dink es geçiliyor.
Başka? 1960 cuntasının, göstermelik bir yargılamayla darağacında katlettiği Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan da göz ardı ediliyor aynı törenlerde...
Demokrasi düşmanı zevatın, demokrat olmayan bazı insanları, "demokrasi şehidi" diye anması... Ancak Türkiye'de olur!