TRT Haber yeni bir belgesele başladı. Cumhuriyet gazetesinin öyküsünü anlatan ve perşembe akşamları yayınlanan belgeselin yapımcısı İsmail Sert...
Metinleri Cem Yavuz yazmış, sunuculuğunu ise Hülya Hökenek yapıyor.
Altı bölüm sürecek olan program, gayet ilginç bilgiler sunuyor bize. Örneğin "cumhuriyet" kavramı ile "demokrasi" kavramı Türkiye'de hep birbirine karıştırılır ya...
Daha doğrusu, bugün "vesayet rejimi" dediğimiz düzeni savunanlar bu ikisini karıştırır.
Vesayet rejimi tarafından itilip kakılanlar, baskı altına alınanlar, işinden gücünden edilenler ise asla bu iki kavramı birbirine karıştırmaz.
Meğer bu karışıklık taa 7 Mayıs 1924 gününe kadar uzanırmış...
Bakın bundan 86 yıl önce, 7 Mayıs günü ilk başyazısında Yunus Nadi ne demiş:
"Cumhuriyet (gazetesi), sadece cumhuriyetin, bilimsel ve yaygın ifadesiyle demokrasinin savunucusudur.
"Cumhuriyet, demokrasi fikir ve esaslarını bozan, yıkan ve yıkmaya çalışan her kuvvetle mücadele edecektir. "
Memlekette her anlamıyla gerçek bir demokrasi kurulması için gazetemiz bütün varlığıyla çalışacaktır."
Bunu yazan adam cahil bir kişi değil. Her şeyi bir yana bırakın... En azından İngiltere'deki rejimin cumhuriyet olmadığını ama orada demokrasinin işlediğini biliyor.
Ama yine de "cumhuriyet eşittir demokrasi" diye uydurabiliyor. (Adeta Kemal Bey!)
Evet, Cumhuriyet gazetesi dönemin Kemalistlerinin yayın organı olarak hayatına devam ediyor. Atatürk'ün kişisel gazetesi olarak yayınlanıyor adeta.
Önemli bir mesele olduğunda, Yunus Nadi, Atatürk'ün dizinin dibine oturuyor ve kendisine söylenenleri özenle kayda geçiriyor.
Sonra ne mi yapıyor? Atatürk'ün dikte ettirdiği metnin altına kendi imzasını atarak yayınlıyor!