Bir gözlemim vardı. Doğru mu, değil mi; kararsız kaldım; yazamadım. Gözlemim şuydu: Geçen yıllara göre, plastik çam ağaçlarına olan ilgi, bu yıl daha fazla...
Mesela geçenlerde bir üniversite hastanesine gitmiştim... Başvuru masasındaki kızlar, küçük bir plastik çam ağacı alıp süslemişler.
Yanıp sönen minik ışıklardan da koymuşlar... Çok şirin bir görüntüydü.
"Peki, farklı olan ne" derseniz...
İlginçlik şurada: Kentin dindar, muhafazakâr, genelde kendi yağıyla kavrulan, mütevazı bir hayat süren insanları da yeni yıl ritüellerine merak sardı.
***
Ben bunları düşünedurayım...
Fatma Barbarosoğlu yazıyı patlattı.
Özetle... "Türbanlı kadınların, semt pazarlarından aldıkları plastik çam ağaçlarını süslemesi,
Binnaz Toprak ve benzeri modernlerin, 'endişelerine' iyi gelir mi" diye soruyor... "
Madem modernliğe çok meraklısınız; alın size modernlik" dercesine! (Yeni Şafak, 27 Aralık)
Çin malı ucuz ürünlerin bu merakta elbette payı var:
120 santimlik çam,
38 adet süs,
50'lik LED ışık düzeneği, sim, kar spreyi, tombala,
4 adet parti düdüğü...
Hepsi birden alışveriş sitesinde
30 lira! Ismarlıyorsun, kurye evine kadar getiriyor.
Evet, ucuzluğun payı büyük ama asıl
talebi görmek gerek: Yeni yılı umutla karşılama... Karşılarken de sevincini, sevgini, dileklerini yansıtma isteği bu...
Hatırlayın: 1990'larda,
Refah Partisi'nin yükseliş döneminde, "
Hıristiyan adeti" diye yeni yıl kutlamaları mahkûm ediliyordu. ("
Noel/Christmas" ile "Yeni Yılı" birbirine karıştırmaları da cabası!)
Şimdi, "aynı" insanlar, yeni yılı coşkuyla karşılıyor. Demek ki aynı değiller! Hem onlar değişmiş, hem de yeni gelen kuşaklar...
Bence bu "
kentlileşme" hali çok olumlu.