Tarihçi Cemal Kafadar, yeni yayınlanan 'Kim Var İmiş Biz Burada Yoğ İken' adlı kitabındaki dört makalede, dört ilginç Osmanlı karakterini anlatıyor:
Babasından kalan arazi üzerindeki haklarını korumaya çalışan yeniçeri Mustafa... Günce tutan derviş Seyyid Hasan... Ticaret yapmak için gittiği Venedik'te ölen Ayaşlı Hüseyin Çelebi... Not ettiği rüyalarını şeyhine mektupla göndererek, kendisine yol göstermesini isteyen Üsküplü Asiye Hatun... (Metis Yay.)
Kafadar, tarihçiliğin bazı sorunlarını ele aldığı giriş bölümünde, mecazi anlamdaki 'biz' zamirinin hiç de masum olmadığına değinmiş:
"Günümüz Türkiye'sinde birinci çoğul şahıs enflasyonuna çare bulmak için dilden kaç 'biz' atmak gerekir, bilmiyorum. Kendisini Osmanlı devletinin yönetici iradesiyle sorunsuz özdeşleştiren 'biz'den ('almışız, beş yüzyıl elimizde tutmuşuz'), Orta Asya'dan atına atlayıp Anadolu'ya geldiği tahayyül edilen kahramanların konumundaki 'biz'e ('göçebelikten taş ev mimarisine geçemedik') ve tabii ki en büyük seferberlik mekanizmalarından futbolun 'biz'ine ('içimizdeki İrlandalılar' ya da en mükemmeli 'taç kullanıyoruz'), sıcak bir hamam gibi rahatlatıcı, gevşetici o kadar çok 'biz' var ki gündelik dilde..."
Cemal Kafadar böyle dedikten sonra lafı şöyle bağlıyor: "Çoğu, bir yandan 'onlardan farkımız'ın altını çiziyor, bir yandan da 'ayağını denk alması gereken sizler'in üstünü."