Osmanlı 'salname' derdi. Daha sonra Batı'dan 'almanak' kelimesini aldık. Basitçe söylersek, salname/almanak 'yıllık' demektir. Geçen yıl içinde, belli bir konuda meydana gelen olayların, sayılara da başvurarak yapılan dükümüdür.
Tabii bir almanağın ille de 365 günü kapsaması gerekmez. Birkaç yılda bir yayınlanan dökümlere de almanak denebilir.
***
Almanak kelimesi medyada herhalde en yoğun biçimde 2006'da yer aldı. Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etütler Vakfı'nın (TESEV) desteğiyle o yıl, 'Güvenlik Sektörü ve Demokratik Gözetim' adlı bir almanak çıktı.
2005 yılını kapsayan bu almanağın editörlüğünü Ümit Cizre yapmıştı ve kendi alanında bir ilkti.
O tarihe kadar kimse askeriye, jandarma, emniyet, milisler (korucular) ve özel güvenlikten oluşan güvenlik sektörünü kapsamlı bir biçimde mercek altına almamıştı.
Almanak 2005'in temel fikri, tek cümleyle şöyle özetlenebilirdi: 'Güvenlik sektörünün her alanı, demokratik ve yargısal denetim altında olmalıdır.'
(Not: Demokratik denetimin en yüksek kurumu Meclis'tir. Yargısal denetime Sayıştay'ı örnek verebiliriz.)
***
Beklendiği üzere çalışma en çok askeriyeyi rahatsız etti. Taleplerini sivil siyasetçilere dayatmaya alışmış olan askerler, toplumdan gelen bu girişim karşısında şaşırdılar ve bozuldular.
Tepkileri dönemin GK Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt, Harp Akademileri'nde yaptığı konuşmada dile getirdi:
"Ağırlıkla TSK'nin işlevlerinin ele alındığı raporun önsözünde yer alan 'itaat kültürünün yerine itiraz kültürünü yerleştirmeyi amaçladığı' yolundaki ifadeler, raporun gerçek niyetini açıkça ortaya koymaktadır."
Büyükanıt öyle diyordu ancak 'Almanak'ın gizli bir gerçeği yoktu. Derdini zaten apaçık anlatıyordu.
***
TESEV'in yeni almanağı ise dün İstanbul Conrad Oteli'ndeki panelle kamuoyuna sunuldu. Editörlüğünü Ali Bayramoğlu ve Ahmet İnsel'in yaptığı yeni almanak, 2006 başından, 2008 sonuna geçen üç yıllık birikimi ele alıyor.
Çalışmaya katkıda bulunan araştırmacılar, yine askeriyeden özel güvenlikçilere, sektörün farklı alanlarına projektör tutuyor.
Almanağın can alıcı noktasını, bu kez de sivillerle askerlerin ilişkisi oluşturuyor.
Ama bana sorarsanız, GK Başkanı Org. İlker Başbuğ, selefinin aksine, almanağa yoğun bir tepki göstermeyecek.
Çünkü son yıllarda itiraz kültürü yaygınlaştı ve giderek normalleşiyor.
Almanakta yazılan temel fikirler her gün medyada dile getiriliyor.
Apoletlilerin hiçbir sözü olduğu gibi kabullenilmiyor.
Orta sınıflaşma sonucunda, "Bizim paramızı nereye ve niye harcadığınızı açıklamanız gerekiyor" diyenlerin sayısı eskiye kıyasla çok arttı.
Askeri güvenlik, 'milli çıkar' zırhıyla kaplanmış bir tabu olmaktan çıkıyor.
Başka türlü medeni olunmaz ki!