Kimi aydınlar (akademisyen, sanatçı, vb.)... Hükümete, " Avrupa Birliği sürecine sahip çık " diye özetlenebilecek bir bildiriyle çağrıda bulundu.
Türkiye genelinde imzaya açılacak olan ' Hükümeti Göreve Çağırıyoruz' başlıklı bildiride değinilen noktalar özetle şöyle:
- "Meclis'te çoğunluğa sahipsiniz. AB hedefini benimsediğinizi gösterin. " 2008 AB yılı olacak " demiştiniz. Sözünüzü tutun. Somut adımlar atın."
- "AB projesini üç yıldır ihmal ediyorsunuz. Dört elle sarılmamanız için artık bir bahane kalmadı."
- "Özgürlük anlayışınızın türbanla sınırlı olmadığını gösterin. Tüm hak ve özgürlüklere sahip çıktığınızı, laiklikten taviz vermeyeceğinizi icraatla kanıtlayın."
- "Siyasi reformlar hızla hayata geçirilmeli, ifade özgürlüğünün önündeki engeller kaldırılmalı, 301 gibi sembolleşmiş demokrasi ayıplarından kurtulunmalıdır."
***
Ben türban tartışmaları sırasında... Meclis'te oylama yapıldıktan sonra yayınlanan... Ve " üçüncü yaklaşım " filan denilen bildiriyi hiç tutmamıştım. Zamanlama fevkalade yanlıştı.
Çünkü: 1) AKP, kendisine "kapatırız haa" diye aba altından sopa gösteren savcıların olduğu bir konjonktürde, MHP ile ittifak yapmak zorundaydı... 2) Eğer bu ittifak yürüyecekse... Mesela 301'inci madde bir süre daha göz ardı edilmeliydi. Çünkü MHP bu maddenin kaldırılmasına şiddetle karşı. 3) Eğer türbanla ilgili maddeler, yeni anayasa taslağına konsaydı, metne damgasını vurur, başka şey tartışılmazdı.
Ama şimdi durum farklı.
Hükümet (ve AKP) artık AB ile ilgili sorumlulukları tek başına yüklenebilir. Demokratik reformlar yapabilir, 301'i kökten değiştirebilir.
Bu hamle, sayıca az ama etkisi yüksek kesimlerdeki bazı kuşkuları dağıtacak, AKP'nin ve hükümetin meşruiyet katsayısını artıracaktır.
Velhasıl bu bildirinin zamanlaması da, içeriği de "üçüncü yaklaşıma" kıyasla çok doğru. İmzalanır!