Ufuk Güldemir için HaberTürk'te yapılan töreni TV'den izledim. Cenaze namazı sırasında da Teşvikiye Camii'ndeydim. Ve siyasetçi olamayacağıma karar verdim.
Haberlerde gördüğünüz, okuduğunuz ya da en azından tahmin edeceğiniz gibi her iki törende de çok sayıda kamera vardı.
Güldemir'i son yolculuğuna uğurlamaya gelen siyasetçiler açısından bu büyük bir fırsattı. Bütün Türkiye onları izleyecekti.
Ancak bir sorun vardı: Sadece kamera değil, siyasetçi sayısı da çoktu! Dolayısıyla tabut çevresine odaklanmış kameraların görüntü alanına girmek maharet istiyordu:
İki kişinin arasına önce omzunu sokmak... Ardından o küçük boşluğu kullanarak gövdeyi yan biçimde yerleştirmek... Son aşamada da bedeni hop diye döndürüp kameralara cepheden poz verebilmek gerçekten de kolay bir iş değildi.
Ama maşallah hepsi başardı.
Benim bütün bunları becerebilmem mümkün değil. " Gazeteciler de siyasetçilerle konuşurken birbirlerine aynı biçimde davranmıyorlar mı " diyeceksiniz.
Doğru bir soru.
İğne deliği kadar bir boşluktan yararlanarak ' araya yerleşme' becerisi, sanırım gazetecilerin genç birer muhabirken öğrendikleri bir vücut çalımı biçimi.
Bense ileri bir yaşta, yani doğru dürüst muhabirlik yapmadan, editörlüğe ve medya yöneticiliğine geçmiştim. Mesleğin o kısmı eksik kaldı. Bu yaştan sonra tamamlanacağı da yok!