Medyada 'her şey' tartışılabilir. Çünkü ilk başta basitmiş gibi görünen kimi olay ve nesneler aslında farklı süreçlerin bir araya gelmesiyle oluşur.
Mesela biz "tavlada şansın ve yeteneğin payını" tartışmıştık. Niye? Çünkü sıradan bir şans oyunu gibi görünen tavlanın ardında olasılık hesapları yatar. Şansın payı vardır ama sanıldığından çok daha azdır.
Gelelim üsluba.... Neticede bilimsel makale yazmıyoruz. Taraflar tartışma sırasında birbirine 'kılçık' atabilir, dozunda olmak şartıyla dalga bile geçebilir. Bunlar medya tartışmasının tadı tuzudur. Renk getirir.
Ancak bazı arkadaşlar, bir konuyu tartışmak yerine, birbirlerine mesaj gönderir oldu.
Kendimi o gazetelerin okuru yerine koymaya çalışıyorum: O tür yazılardan ne öğrenirim? Ya da bunlar bana nasıl bir bakış açısı sağlar? Hiçbir şey! Mazrufu, yani içeriği bir yana bırakıp sadece zarfa (biçime) ağırlık veren, birbirimizi üzmekten, kırmaktan başka bir işe yaramayan yazılar kaleme alıyoruz.
'Biz' diyorum, çünkü neticede aynı sektördeyiz. Ve bu yaklaşım hepimizi az ya da çok etkiliyor.
'İlk kurşunu' kimin attığı; kimin haklı, kimin haksız olduğu önemli değil. Arkadaşlarımı, meslektaşlarımı içeriksiz polemiklere son vermeye çağırıyorum. Hemen, şimdi!
Tartışalım, atışalım, didişelim ama lütfen ortada 'bizden' başkalarını da azçok ilgilendiren bir konu olsun.