Diyelim ki kadınsınız... Eve misafir gelecek... Eşinizle birlikte yemek hazırlıyorsunuz... O da ne?.. Domates almayı unutmuşsunuz... Bu yemeğin domatessiz pişirilmesi mümkün değil... Bunun üzerine kocanız arabanın anahtarını alıyor ve adeta dişlerinin arasından konuşarak "Ben markete gidiyorum" diyerek çıkıyor.
Normal bir insan burada olup biteni hemen anlar. İki şey meydana geldi: 1) Kocanız domates almak üzere markete gidiyor. 2) Kocanız unutkanlığınıza kızdı. İşleri yarım bırakıp markete gitmek zorunda kaldığı için sinirlendi.
Peki bu iki anlamı herkes çıkarabilir mi? Hayır! Bildiğiniz gibi beyin sağ ve sol diye ikiye ayrılmıştır. Bu iki bölüm, hem birlikte, hem de ayrı ayrı çalışabilir.
Eğer yukarıdaki sahnedeki kadının sağ beyni hasarlıysa, sadece kocasının domates almak üzere markete gittiğini anlayacaktır. Adamın sinirlenmiş olduğunu ise fark etmeyecektir.
Buna karşılık kadının sol beyni hasarlıysa... Kocasının kızdığını hissedecek ama markete niye gittiğini anlayamayacaktır.
Niye? Çünkü sol beyin matematiksel işlemleri, neden-sonuç ilişkilerini, art arda gelen sözlerin anlamını kavrar.
Sağ beyin duyguları yakalamada, bir olayın geneline bakmada daha maharetlidir.
İlginç bir durum. Peki bütün bunların anlamı ne? Toplumsal açıdan bir önemi var mı? Daniel Pink bu sorulara çok ilginç cevaplar veriyor.
Daniel Pink'in yazdığı, 'A Whole New Mind' ('Bütünlüklü Yeni Zihin') adlı kitap ABD'de "2005'in En İyi İş Kitabı" seçildi.
Pazarlama iletişimi dergisi MediaCat'in davetlisi olarak İstanbul'a gelecek olan Pink, 25 Mayıs Perşembe günü TİM Maslak Gösteri Merkezi'ndeki konferansta fikirlerini anlatacak.
Neler mi diyecek?
Uzun uzun yazabilirim ama bunu yapmak para vererek konferansı izleyeceklere haksızlık olur. Ama kitabı okuduğum için birkaç noktayı özetleyebilirim.
Daniel Pink şöyle düşünüyor: Biz Batılılar hep sol beynimizi kullandık. Mühendisler, araştırmacılar yetiştirdik. Çünkü üretim yapmak için buna mecburduk. Böylece sanayi çağında ve bilgi çağında çok başarılı olduk.
Derken dünya değişti. Asya kıtası yükselişe geçti. Otomasyon sayesinde büyük bir bolluğa ulaşıldı. Onlar, yani Asyalılar (özellikle Çin ve Hindistan) bizden çok daha fazla malı, çok daha ucuza üretiyor.
Peki o halde Batılılar ne yapmalı? "Artık yeni bir çağa geçmeliyiz" diyor Daniel Pink: "Sanayi ve Bilgi çağından sonra Kavramsal çağa adım atmalıyız. Kavramsal çağda önemli olan mantık-matematik değil; tasarım, hikâye, senfoni (ahenk), empati, oyun ve anlamdır. Tek kelimeyle yaratıcılık."
Peki bu tür öğelerden oluşmuş bir yaratıcılık için ne gerekir? İşte tam bu noktada, Daniel Pink sağ beynin önemini vurguluyor: "Sağ beynimizi devreye sokmalıyız. Ağırlıklı olarak sağ beynin kullanıldığı mesleklerin önünü açmalıyız. Sanatçılara, olmadık bağlantılar keşfedecek yeteneklere, yeni hikayeler anlatacaklara, hayatı başka açılardan göreceklere ihtiyacımız var."
Özetle Daniel Pink, büyük Çin ve Hindistan rekabetini Batı ülkelerinin ancak sağ beyin ile sol beyni birlikte çalıştırarak aşabileceğini söylüyor.
Kabaca ifade edersem: "Biz yaratalım, onlar üretsin" diyor.
Peki bu yaklaşım Türkiye'ye uyar mı? Perşembe günü önce o konuşacak, ardından düzenlenecek panelde, psikiyatr Prof. Yankı Yazgan ile birlikte Pink'in fikirlerini ele alacağız.
Eleştirilerimi o güne saklıyorum.