Dış Haberler servisindeki arkadaşların, "Sen bu konuyla ilgilisin" diyerek getirdiği haberi okuduğumda katıla katıla güldüm.
Reuters'in geçtiği haber özetle şöyleydi:
2004 yılında Amerikan Pediatri Akademisi'nin yayını olan ' Pediatrics' dergisinde bir araştırma çıkmıştı. Buna göre, birüç yaş arasında fazla TV izleyen çocuklar, 7 yaşına geldiklerinde konsantrasyon sorunları yaşıyordu.
Aynı derginin 2006 Mart sayısında ise böyle bir ilişkinin olmadığını gösteren bir makale yayınlandı!
ABD'deki Texas Teknoloji Üniversitesi'nde 5 bin çocuğun annesini ve öğretmenini kapsayan bir araştırma yapılmış.
Amaç: Fazla TV izlemenin, çocuklarda ADHD ( Attention Defecit-Hyperactivity Disorder) denilen, 'hiperaktivite' ve 'konsantrasyon' bozukluğuna neden olup olmadığını saptamak.
Sonuç: Böyle bir bağlantı olduğunu söylemek mümkün değil, olsa dahi çok zayıf bir korelasyon.
Araştırmanın asıl çarpıcı yanı ise ne biliyor musunuz? İlişki tam tersine işliyor: Çocuğu hiperaktif olan anneler, TV'ye adeta ' dadı' (bakıcı, mürebbiye) muamelesi yapıyorlar... Yani zaten hiperaktif olan, dikkat toplama becerisinde sorunları bulunan çocuklarıyla baş edemeyip TV'nin önüne oturtuyorlar! Fazla TV izlediği için çocukta hiperaktivite olmuyor; hiperaktif olduğu için velisi fazla TV izlettiriyor!
***
Yıllardır bir avuç yazar ( Vatan'dan Haşmet Babaoğlu, Hürriyet'ten Yurtsan Atakan) tam da bunu anlatmaya çalışıyoruz: "Olur olmaz TV'yi suçlamak düşünce sığlıdır... Nedenlerle sonuçları birbirine karıştırmaktır... Mafyadan, şiddete asıl sorun, TV değil, toplumdaki ve ailelerdeki ilişkilerdir..." Tabii kimsenin işine gelmiyor bunu kabul etmek: Delikanlının teki arkadaşını vuruyor, 'Kurtlar Vadisi'ni suçluyor. Niye? Çünkü suçuna mazeret uyduracak...
Oğlu intihar ediyor, baba TV'yi suçluyor. Niye? 'Ben oğluma kötü davrandım, onun sorunlarını anlamaya çalışmadım' diyecek hali yok ya!.. Gerçeği kabul etmek yerine, medya gibi ' özne' olmayan, ' muğlak' bir oluşumu suçlarsın ve rahatlarsın! Olay budur...