Garanti Bankası'nın düzenlediği ' Anadolu Sohbetleri' kapsamında Mardin'e gittiğimizde, katılımcılardan sık sık ' Burada kongre turizmini geliştirmeliyiz' cümlesini duyduk.
Bir an için kulağa hoş geliyor bu söz. Çünkü kongre turizmi iyi para bırakan bir alan. Sadece yurtiçinden değil dünyanın dört bir yanından insanlar geliyor. Bunların çoğu doktor, mühendis, mimar, üst ve orta düzey yönetici... Yani parası olan insanlar. Yeme içmeyle yetinmiyorlar. Bir sürü hediyelik eşya alıyorlar.
Öte yandan ' her şey dahil' sistemiyle ülkemize gelenler ise pek az harcama yapıyor. Hatta ceplerinden bir Euro, bir dolar, bir sterlin dahi çıkarmadan bir hafta kalanlar var. ' Kongre turistleri' ise böyle değil. Onlar daha kaprisli, daha talepkâr, daha 'ukala' ama ceplerinde akrep yok! İyi hizmet ve iyi mala, iyi para veriyorlar.
Elbette kongre turizmini geliştirmeliyiz. Ancak bu iş sanıldığı kadar kolay değil.
***
TUYED (Turizm Gazetecileri ve Yazarları Derneği) İstanbul'un kongre turizmi kapasitesini araştırmış. İstanbul'daki 28 beş yıldızlı otelin kongre kapasitesi 23 bine ulaşmış durumda. Diğer otellerle birlikte kapasite 40 bine varıyor. Derneğin Başkanı Kerem Köfteoğlu bu durumu, " İstanbul kongre turizminde birinci lige oynuyor " diye duyurdu.
Rakamlar hiç de fena değil. Peki ama yeterli mi? Değil! Yılda 40 kadar uluslararası kongre yapılan kentler dünya kongre pazarının birinci ligini oluşturuyor. Pazarın toplam kapasitesi 150 milyar dolar. İstanbul işte bu alanda rekabete girmiş durumda.
Derneğin verilerine göre kongre turizmi dünya turizm pazarının yüzde 25'ini oluşturuyor ve 5 yıl içinde bu payın yüzde 30'a çıkacağı tahmin ediliyor. Türkiye dünya sıralamasında 26'ncı iken İstanbul'un sıralamadaki yeri 23 ...
Şimdi gelelim zurnanın zırt dediği noktaya: Geçen yıl Türkiye'de yapılan kongrelere yuvarlak hesap 39 bin kişi katılmış. Bunların 31 bini İstanbul'da toplanmış.
Ancak bu bile yeterli bulunmuyor. Kentin kapasitesini artırması ve 45 bin kişiyi aynı anda ağırlayacak tesislerin yapılması gerekiyor. (Fikir versin diye yüksek kapasiteye sahip otellere de değinelim: Hilton 1600, Swissotel 1600, Eresin 1500, Ramada 1500, vs.) Eğer sıkı bir çaba gösterilirse dünya kongre turizminden şu sıralar yüzde 2 pay alan Türkiye, bunu yüzde 5'e çıkarabilecek.
Bu yazıyı elbette moralleri bozsun diye yazmıyorum ama gerçekleri görmekte yarar var: Mardin'in bir kongre turizmi merkezi haline gelmesi hiç kolay değil.
Evet Mardin çok çarpıcı bir kent. Tarihi dokusu muhteşem. Ancak iş otel inşa etmekle ve binanın altına kocaman bir salon koymakla bitmiyor. Özellikle çok esaslı bir iletişim altyapısının kurulması gerekiyor. Ayrıca 'kaprisli' kongre turistlerini memnun edecek kalitede bir hizmet akışı da olmazsa olmaz şartlardan.
Mardin'in bu alandaki çabalarını merakla izleyeceğim. İnşallah başarılı olurlar.