Çıldırmak işten değil! Takımın farklı kazandığı maçlarda dahi Daum'dan başkası "F.Bahçe iyi oynadı" demiyordu. Özellikle orta sahadaki boşluğun altı çiziliyordu.
Sonra ne oldu? Orta saha biraz güçlendirilince Lyon karşısında bambaşka bir Fener izledik. Koşan ve direnen bir takım.
Dikkatinizi çekerim: Bu orta saha ilk kez bir araya geliyor. Ve ilk kez Van Hooijdonk kenarda oturuyor.
Peki daha önce bu ve benzeri kurgular niye denenmedi? Takım bu biçimde organize edilseydi kazandığı lig maçlarını kayıp mı ederdi? Hayır! "Orta sahayı çabuk geçmek" başka, "orta sahasız oynamak" başka...
Gelelim Alex'e... Eğer böyle bir oyuncun varsa, yapılması gereken öncelikle topu ona geçirmektir. Topu kaptın mı, kafanı kaldırıp onu arayacaksın. Pası Alex'e verdiğin anda da durum uygunsa ileriye çıkacaksın.
Ancak Fenerli futbolcular Alex'i yeteri kadar beslemiyor. Mesela Tuncay topu kendi taşımaya çalışıyor; boşuna yoruluyor. Halbuki; ver Alex'e, fırla ileriye... Ne diye boğuşuyorsun rakiplerle? Sen boşa kaç, Alex ayağına teslim etsin topu.
Son olarak: Hooijdonk'un kulübede oturması da hataydı. Koy onu santra yuvarlağına... Alan savunması yapsın. Hem geride, hem ileride kornerleri karşılasın. Frikikleri atsın. Duvar pası yapsın. Üstüne çıkan bir rakip olmadığında gayet iyi uzun paslar atıyor. Ve belki de hepsinden önemlisi, üstün Avrupa tecrübesini konuştursun, takımı bir abi gibi yönlendirsin.
Daum doğru hamle sırasında dahi hata yaptı.