Michel Maffesoli, İstanbul'daydı. Evet, yanlış okumadınız. Baudrillard'ın dostu, Fransa'daki postmodernizmin skandal sesi, yetmişlik ünlü düşünür Maffesoli, İstanbul Fransız Kültür Merkezi ve Bilgi Üniversitesi katkılarıyla geçen hafta santralİstanbul'da bir konuşma yaptı. Filozof, artık toplumsal bir devrimden bahsedemeyeceğimizi, bireysel karşı çıkışlar çağında olduğumuza değindi. Kimlik eksenli politikaların geçersizliğini bir kez daha ilan etti.
Yeni 'göçebe'yi uzun uzun tanımlayan düşünür, üç farklı göçebelikten bahsetti: Seksüel, ideolojik ve mesleki göçebelik...
Kentel'den Marksist çıkış!
Maffesoli'yi dinlemeye gelenler arasında sosyolog Ferhat Kentel de vardı. Kentel'in, düşünüre yaptığı Marksist çıkış, gözümden kaçmadı. Maffesoli, 1990'lardan itibaren kullanarak aşırı yıprattığımız fikirlerinden çok, kırmızı çoraplarıyla dikkat çekti. Filozof, çoraplarını Roma'da kardinallar için dini kostümler satan bir mağazadan aldığını itiraf etti!
"Derinlik, yüzeyde saklıdır," diyen düşünür, eleştirel düşünceden değil, radikal düşünceden yana olduğunu söyledi.
Fransız Sarayı'nda kalan düşünürün şehirde tercih ettiği mekân ise Urban Cafe'ydi. Maffesoli ve eşiyle, Beyoğlu'nun arka sokaklarında uzun bir gece turu attık.
Birtakım türkü barlara girdik, çıktık... Erkek erkeğe çekilen halayları seyrettik. Bu turda, felsefe adamına eşlik edenler arasında, genç siyaset bilimci Güney Çoban da vardı. Çoban'ın Maffesoli'ye bir manavın önünde Napolyon kiraz ve Papaz erikle ilgili yaptığı açıklamalar ise, bu şehir turunun en sıra dışı ayrıntıları oldu!