Galatasaray'da ismi son yıllarda sık sık gündeme gelen Ünal Aysal, sarı-kırmızılı camiada merak edilenler hakkında SABAH'ın sorularını yanıtladı; yaklaşan kongre öncesi kulüp yönetimi ve özellikle yapısal reformlar hakkında düşüncelerini anlattı:
Galatasaray mali ve idari sorunlarını, sıkıntılarını nasıl bir değişimle aşar? Kongrenin seçtiği kulüp başkanı, her şeyi yönetmeyecek. Kongre kulübün yönetimini seçecek. Onlar da şirketlere profesyonel yöneticiler atayacak. Bugünkü yapıda kulüp yönetimine seçilenlerin şirket yönetim kurullarının da üyesi olması yanlış. Seçilenlerin denetlediği, profesyonellerin yönettiği bir holding olmalı Galatasaray. Denetimi olmayan sistemin üretimi olmaz. Böyle bir yapıyı istemek yeterli. İngilizler "Where there's a will there is a way" (İstek olan yerde yol da vardır) derler. Galatasaray camiası isterse oluşabilecek sorunları da çözer. Günümüzde futbol çok medyatik ve tam bir "show business." Hiçbir kulüp başkanının egosu bunu profesyonel yöneticilere devretmeye razı olmaz. Dolayısıyla, bu kurguyu başkanlardan beklememek, tüzük ve/veya genel kurul kararı ile zorlamak gerekir.
SÖZÜ DİNLENENLER...
Derneklerin kısıtlı yapılarıyla şirketlerin süratli ve günün gerçeklerine uyabilme ihtiyaçları birbirinden çok farklı yönetici profilini gerektiriyor. Bizde hala Futbol AŞ, Sportif AŞ gibi ticari yapılanmalar dernek kurallarıyla yönetiliyor. Bu, gerçekçi bir kalıp değil. Aynı şahıslar yetkiyi kullanınca dernek ve şirketlerin elleri birbirinin cebinden çıkmıyor. Yönetilmesi her gün biraz daha zorlaşan karmaşık ve çok riskli bir idari ve mali tablo, borç stoğunun kontroldan çıkmasına neden oluyor, kurumsallaşma her gün daha da zorlaşıyor. Bu durumda yönetime kaliteli talep azalıyor. Özetle; derneğimizin bir an önce şirketlerin yönetiminden ve organizasyonundan uzaklaşması, profesyonel kadrolara bu kuruluşları devretmesi, kendisinin de ortak ve yatırımcı şapkasıyla güçlü bir denetleyici görevine dönmesi gerekiyor.
Kulübün elindeki altın hisse ile bu yapı nasıl bağdaşacak? Bu yapının tam olarak gerçekleşebilmesi için kulüp altın hisseden vazgeçecek. O da normal hisseye dönüşecek. Bu anlattığımız yapı kurulsa da, altın hisse kulüpte olduğu sürece bir tane hisseyle yönetimde son sözü yine kulübün başkanı söyler.
Bunlar kongre üyelerine nasıl anlatılır? Genel kurulda İnan Kıraç, Selahattin Beyazıt gibi sözü dinlenen isimler var. Onlar çıkıp anlatırlar. Bu insanlar bugün kulübe biraz mesafeli duruyorsa bunun nedeni açık. Sıkıştıkça onlardan yardım istenmiş. Onlar da verdikçe, deyimi mazur görün "yolunacak kaz" gibi görülmüşler. Ama Galatasaray artık o kadar büyüdü ki; çıkacak birkaç tüyle üstüne yorgan yapamıyor. Artık çiftlik lazım. Bu da kurumsallaşmayla, anlattığımız yapıyla mümkün.
Peki; siz bu yapının neresinde olursunuz? 38 yıldır yurtdışındayım. İşlerimin başındayım. Bugünkü iletişim imkanları sayesinde de kulübümün mali, idari, sportif her sorununu gündelik takip etme şansım var. Ancak bugünkü şartlarım ve sorumluluklarım dolayısıyla 12 ay, 24 saat ilgi isteyen böyle bir göreve talip olamadım. Biraz daha yaşlanıp şirketlerimdeki görevlerimden ayrılabileceğim zaman elbette kulübüme faydalı olabileceğim görev ne ise onu yüklenebilirim.