54'üncü Uluslararası Antalya Film Festivali'nin açılışı öncesi Turkuvaz Medya'nın evsahipliğinde bir yemek daveti verildi. 7 Mehmet Restaurant'daki yemeğe; Akademi ödüllü, Amerikalı oyuncu Christopher Walken, jürinin tek Türk üyesi Fadik Sevin Atasoy, Zeynep Atakan, film yapımcısı Mike Downey, festivalin genel sanat danışmanı Mirsad Purivatra, GÜNAYDIN Yayın Yönetmeni Sinan Özedincik, SABAH Gazetesi Okur Temsilcisi İbrahim Altay, Şamdan Plus Yayın Yönetmeni Bülent Cankurt, atv Tanıtım ve Marka Müdürü Dilaver Kıvrak, a Haber Dış Haberler Müdürü Orhan Sali, atv Yayın Yönetim Müdürü Oskay Alptürk, Turkuvaz Dergi Grubu Genel Müdürü Tuncel Sunar, Turkuvaz Kurumsal İletişim Direktörü Fecir Alptekin ve Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Mehmet Akarca katıldı.
Yemekte jürinin tek Türk üyesi olan, ABD'deki ilk resmi Türk tiyatrosunun kurucularından Fadik Sevin Atasoy'la festival ve sinemayla ilgili konuştuk.
Uzun süredir ABD'de yaşayan Atasoy, yapımcılığını 'James Bond' filmlerinin yıldızı Pierce Brosnan'ın oğlu Sean Brosnan'ın, yönetmenliğini ise Markus Redmond'ın üstlendiği 'The 6th Degree' adlı filmin ardından, ikinci bir Hollywood yapımında daha rol almaya hazırlandığını söyledi. Atasoy, Michelle Danner'ın yönettiği 'Peril of a Godsend' adlı filmle ikinci kez bir Hollywood yapımında rol almaya hazırlandığını anlattı.
SAVAŞ MAĞDURU ÇOCUKLARIN ÖYKÜSÜ
Filmin Türkiye'de geçen kısımlarının çekimlerinin ortak yapımcılığını da üstlenen Atasoy, projesiyle ilgili şunları söyledi:
"Filmin çekimlerinin ilk üç gününün İstanbul'da yapılması için ikna ettim. Geldik, çektik. Şimdi yapımcı diğer kısmı da Türkiye'de çekmek istiyor. 31 Ekim'de Amerika'ya dönüp orada kalan sahneleri tamamlayacağım."
Gelecek yılın sonunda vizyona girmesi beklenen filmde; Irak, Afganistan ve Suriye gibi çatışmaların yaşandığı bölgelerden kurtarılan çocukların, Türkiye'de koruma altına alınması anlatılıyor.
'TÜRK SİNEMASI ŞAHANE GİDİYOR'
Fadik Sevin Atasoy, 54'üncü Uluslararası Antalya Film Festivali'yle ilgili şunları söyledi: "Türk filmlerinin, her ülkenin kendi en iyi filmleriyle beraber uluslararası platformda yarışması şahane bir şey. Bununla gurur duyuyoruz." Tek Türk jüri üyesi olduğu için çok heyecanlı ve mutlu olduğunu söyleyen Atasoy, sözlerine şöyle devam etti: "Sadece filmleri değerlendirmeyeceğim, zaman zaman diğer jüri üyelerinin Türk sinemasıyla ilgili sorularına da cevap vermem gerekecek. Bu da benim için çok hoş bir şey."
Atasoy, "Türk sinemasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusunu da şöyle yanıt verdi: "Şahane gidiyoruz, Avrupa'da ve Ortadoğu'da çok biliniyoruz. New York'taki bağımsız film festivalleri Türk sinemasından haberdar, Los Angeles da öyle. Geniş kitlelere yayılabilmemiz için önümüzde güzel bir yol var. Bu yolu güzel kat edeceğiz, buna çok inanıyorum."