Diyarbakır, doğunun Paris'i... Mezopotamya ile Anadolu medeniyetlerinin geçiş bölgesinde köprü konumunda olan Diyarbakır, hem Osmanlı döneminde hem de Cumhuriyet döneminde önemli şehirlerden biri oldu. Yakın geçmişte terör olaylarıyla anılan kent, devletin kararlı duruşu ve çabalarıyla terörden arındı. Diyarbakırlıların rahat nefes aldığı güvenli bir yer haline gelen kent, zengin mutfağı, asırlık tarihi ve doğal güzellikleriyle de turistler için cazibe merkezi konumuna geldi.
2022'de, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın şehirlerin marka bilinirliği artırmak ve halkın sosyal yaşama daha fazla katılımını sağlamak amacıyla düzenlediği Türkiye Kültür Yolu Festivalleri kapsamına dâhil edilen Diyarbakır, artık kendinden daha çok söz ettirir oldu. Diyarbakır'ın tarih kokan sokaklarına, zamana meydan okuyan yapıları ve kadim kültür mirasına yakışır şekilde 46 noktada 250'ye yakın etkinlik düzenlendi. Bir dönem çatışmaların olduğu silah seslerinin yankılandığı sokaklardan müzik dinletileri ve çocuk kahkahaları yükseldi. Sanatın birleştirici gücünün birebir hissedildiği kent Diyarbakır pek çok özelliğiyle öne çıkıyor.
DÜNYANIN EN UZUN DUVARI
Örneğin Çin Seddi'nden sonra dünyadaki en uzun ve geniş savunma duvarının burada olduğunu biliyor muydunuz? Dokuz bin yıllık bu tarihi yapı, 2015 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne eklendi. Buraya eklenen bir diğer yapı da 8000 yıllık bir geçmişe sahip olan Hevsel Bahçeleri... Diyarbakır Kalesi ile Dicle nehir vadisi arasında yer alan yaklaşık yedi yüz hektarlık verimli araziyi kapsayan Hevsel Bahçeleri, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin en büyük kuş cenneti olma özelliğini taşıyor. Diyarbakır aynı zamanda çok önemli bir inanç turizm merkezi olma özelliğine sahip. Peygamber Efendimizin vefatının 7. yılında 639'da Hz. Ömer döneminde İslam orduları tarafından fethedilmiş olan ve fetih sırasında 500'e yakın sahabenin şehit düştüğü, bu anlamda kutsiyeti yüksek bir şehir Diyarbakır. Öte yandan Mor Yakup Kilisesi olarak da isimlendirilen Ortodoks Süryanilerine ait olan Meryem Ana Kilisesi ile Ermeni cemaatinin Ortadoğu'daki en büyük kilisesi olan ve Aziz Kyriakos Kilisesi olarak da adlandırılan Surp Giragos Kilisesi de kentin dini açıdan ne kadar köklü ve tarihi bir yer olduğunun kanıtı adeta.
TARİHİ DE ZENGİN MUTFAĞI DA
Diyarbakır'ın merkez ilçelerinden olan Sur'da yer alan ismini avludaki kuyunun içinden tedavi amaçlı çıkarılan sülüklerden alan Sülüklü Han, kentin simgelerinden bir tanesi olan bin beşyüz yıllık tarihiyle Ulu Cami, Ulu Cami'nin doğu girişinin karşısındaki Hasan Paşa Hanı, dört İslam mezhebini simgeleyen Anadolu'nun tek dört ayaklı minaresine sahip Dört Ayaklı Minare ile ünlü olan, Şeyh Muhattar Cami ya da Aksım Bey camii Diyarbakır'ın en bilinen yerlerinden. 10 adet açıklığa sahip olduğu için yerel halk tarafından On Gözlü Köprü olarak anılan köprünün civarındaki kafelerde Dicle'nin keyfini Dibek kahvesiyle çıkarmak insana kendini iyi hissettiriyor. Dicle Nehri ve Malabadi Köprüsü gibi tarihi ve doğal güzellikleri ile anılan şehir lezzet kaşiflerinin de durak noktası.
EDEBİYAT SEVERLERİN UĞRAK YERİ
DİYARBAKIR'IN herkeste uyandırdığı duygu başkadır. 'Yaş 35, yolun yarısı eder' dizlerinin sahibi ünlü şairimiz Cahit Sıtkı Tarancı'nın doğup büyüdüğü ev, şairin adıyla Cumhuriyetin 50. yılında müzeye dönüştürülmüştü. Cahit Sıtkı Tarancı Müzesi'nin yanı sıra, yine Diyarbakır doğumlu şair Ahmed Arif'e ithaf edilen Ahmed Arif Edebiyat Müzesi de festival süresince sanatseverlerin uğrak yeri oldu.