1-) Ağrı Dağı
Türkiye'nin en büyük dağı olan Ağrı Dağı jeolojik konumu ve Büyük Tufandan sonra Nuh'un gemisine ev sahipliği yapması dolayısıyla efsanevi özelliği olan bir dağdır. Kutsal kitaplarda da adı geçen Ağrı Dağının farklı dillerde birçok ismi vardır. Başlıcaları, Ararat, Kuh - i Nuh, Cebel ül Haristir. Marco Polo'nun hiç bir zaman çıkılamayacak dediği Dağa ilk tırmanışı, kayıtlara göre 9 Ekim 1829 yılında Prof. Frederik Von Parat tarafından gerçekleştirildi.
2-) Meteor Çukuru
Doğubayazıt'ın 35 km doğusunda, İran sınırına 2 km uzaklıkta, Gürbulak Sınır Kapısı ile Sarı Çavuş Köyü arasındadır. Alaska'da ki Meteor Çukurundan sonra dünyanın en geniş gök taşı çukurudur. Meteor Çukuru 1913 yılında düşen bir göktaşı sonucunda oluşmuştur. Genişliği 35m, derinliği 60m'dir. Toprağa gömülü bulunan gök taşının üzeri bir toprak tabakasıyla örtülüdür.
3-) Keşişin Bahçesi
Hepimiz biliriz, Aslı ile Kerem'in dilden dile anlatılan aşkını... İsfahan Padişahının oğlu Kerem'in, Keşişin kızı Aslı'ya gönlünü kaptırdığı yerin Ağrı'daki Keşişin Bahçesi olduğu söylenir. Doğubeyazıt ilçesinde bulunan Keşişin Bahçesi, ilçe merkezine 7 kilometre uzaklıktadır ve İshak Paşa Sarayı'nın hemen altında yer alır.
4-) Hz. Nuh'un Gemisi
Nuh'un Gemisi, Ağrı Dağı'nın güney karşısındaki Telçeker ile Üzengili köyleri arasında doğal bir anıttır. Aslında bu anıt, gemi biçiminde bir şekil, iz (siluet) dir. Kalıntı, Türkiye – İran Transit Yoluna 3,5 km. mesafededir. Nuh Tufanı sonucunda karaya oturan geminin burada kaldığı öne sürülmektedir. Buranın halk arasındaki adı, Cudi Dağı'dır. Geminin kalıntısı kuş bakışı görülecek bir yere Turistlik nitelikli bir kafeterya yapılmıştır.
5-)Urartu Kalesi
Doğubeyazıt'ın 5 km. doğusunda, Eski Beyazıt'ın kuzeydoğusundaki Belleburç denilen yerde bulunmaktadır. Kayalıklar üzerindeki bu kalenin yapım tarihi bilinmemektedir. Büyük olasılıkla kale Urartular döneminden kalmıştır. Günümüze oldukça harap bir durumda gelen kalenin içerisinde Urartu mezarları ile Antik Çağlardan kalma mimari kalıntılar bulunmaktadır. Üç bölümden meydana gelen kalenin orta bölümünde mağaralar ve bir mabet kalıntısı bulunmaktadır. Kalenin çevresini kuşatan surlar yıkılmıştır.
6-) Ahmed-i Hani Türbesi
Ahmed-i Hani, 1651 tarihinde doğmuştur. Hani onun soyadı gibidir. Hani aşiretine mensup olan Ahmed'in şöhreti oluşunca, Hani soyadıyla anıldı. Kendi kalemiyle doğum tarihi Miladi 1651'dir. Türbenin yanında sonradan birde cami yapılmıştır. Türbe Doğubayazıt'a 8 km. mesafede, İshak Paşa Sarayının üst kısmındadır. Bölgede en çok ziyaret edilen türbedir.
7-) Üç Kilise
Ağrı ili, Taşlıçay ilçe sınırında bulunan Üç Kilise, önemli bir inanç merkezi olup Kutsal kaynaklarında geçtiği söylenir. Buraya yerleşen Ermeniler burada bir manastır inşa etmişlerdir. Uzun yıllar Ermenilerin ibadet yeri olarak kullanılmış daha sonra Ermeniler bölgeyi terk edince manastırı yıkıp taşlarında cami inşa edilmiştir. Günümüzde sadece temelleri bulunan kilisenin ve o yıllarda yapılan iki kuyu bulunur. Ayrıca Hz. Nuh'un mezarı da burada olunduğuna dair rivayetler vardır.
8-) Şoşik Kalesi
Hamur'un Karlıca köyünde yalçın kayalar üzerine yapılmış kaledir. Köy ilçe merkezine 34 km. uzaklıktadır. Yapım tarihi bilinmemektedir. Ancak Akkoyunlulardan kaldığı sanılmaktadar. Evliya Çelebi'ye göre Şoşik Kalesi Sultan Hasan oğlu Ziyaüddin'in yapısıdır. Yalçın bir kayanın tepesinde dört köşe kaledir, şeklinde tanımlayıp Kalenin ortasında geniş bir alan vardır. Yanlardaki odalardan iki büyüğü ayaktadır. Yıkılmayan bölümlerden biriside hamamdır. Kaleden aşağıya inen merdiven ve gizli yollar vardır. Kalenin yapısı ve kullanılan taşlar klasik kale mimarisinden farklıdır.
9-) İshak Paşa Sarayı
Doğubayazıt'a 8 km mesafede, ovaya hâkim dik bir tepe üzerinde bir masal dünyasından fırlamışçasına, tüm heybetiyle görenleri kendine hayran bırakan İshak Paşa Sarayı, içine girdiğim andan itibaren büyüleyici atmosferi ve efsaneleri ile bütün ruhumu sarıp sarmalıyor. Saray, kitabesinden anlaşıldığı üzere 1784 yılında Çıldıroğulları'ndan II. İshak Paşa döneminde yaptırılmış. Osmanlı mimarisinin, Anadolu'da günümüze ulaşabilen tek saray yapısı olarak kabul ediliyor.
7600 m2'lik bir düzlem üzerine oturtulan saray, üç tarafı sarp dik bir tepe üzerinde inşa edilmiş. Sarayın, bazı bölümleri tek, bazı bölümleri iki, bazı bölümleri ise üç katlı ve iki büyük avlu çevresinde oluşturulan bölümlerden meydana getirilmiş. Sarayın 366 odası var. Saray öylesine büyük ki, içinde barındırdığı cami, divan odası, fırın, mutfak, ahırları ve hamamıyla sanki küçük bir şehir...
Selçuklu sanatının karakteristik özellikleri yer alıyor. Sarayın dikkat çekici özelliklerinden biri de saraydaki ısıtma yöntemi. Şöyle ki; ocaklarda ısıtılan sıcak suyun, toprak künkler vasıtasıyla yapı içerisinde dolaştırılmasıyla bir nevi kalorifer sistemi oluşturularak iç mekânların ısıtılması sağlanmış. Özellikle bölgenin iklim koşulları da göze alındığında, o dönem itibarıyla ne kadar ileri bir ısıtma sistemi olduğu bugün hâlâ şaşkınlık ve hayranlıkla karşılanıyor.
10-) Balık Gölü
Balık Gölü, Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Aras Dağları üzerinde Türkiye'nin en yüksek göllerinden biridir. Ağrı ili sınırları içerisinde yer alan ve oluşum bakımından lav set gölü olan bu göl, 30 km² alana sahiptir. Denizden yüksekliği 2.241 metre, en derin yeri 37 m'dir.